13. BÖLÜM: "Ruhunu Okumak"

14.8K 883 119
                                    


*

"Kim var orada?"

Musa gelen sese doğru bakınmak için ilerleyecekti ki Asya hızla koluna asılıp "Dur gitme!" diye diretti korkuyla. İtiraz etmek için döndüğünde karısının çevresine attığı dehşet dolu bakışlarını görüp durdu olduğu yerde adam. Zaten sonrasında arkalarından ikinci bir sesin gelmemesi bu detayı unutmalarını sağlamıştı.

Onlar tekrar yerde kanlar içinde yatan adama yönelirken çıkan sesin sahibi aldığı kararla evine doğru koşuyordu. Mehmet onların cesedi fark ettiğini gördüğü an ortaya çıkmamaya karar verip uzaklaşmıştı. Bunca kötülüğe maruz kalmışken şimdi Serhat ve Melek'in birde onun yüzünden ortaya çıkmalarına katlanamazdı. Biliyordu, eğer ki şimdi ortaya çıkarsa binlerce soruya maruz kalacaktı. Belki de zan altında bırakılacaktı. Bu yüzden evine gidip buraya hiç gelmemiş, hiçbir şey görmemiş gibi davranacaktı.

Öte yandan Asya ve Musa tekrar endişeyle adamı kontrol ediyorlardı. "Yaşıyor mu?" diye sordu bir kez daha kadın ağladı ağlayacak karmaşık duygularla. Bu sırada Musa Cengiz'in burnunun altına verdiği parmağıyla küçük bir nefes işareti bekliyordu fakat hissedemiyordu. Yoktu..

Hızlıca başına adamın göğsüne yaslayıp duymaya ihtiyacı olan sesleri işitmeye çalıştı. Sessiz geçen birkaç saniyen ardından hızlıca kalkıp karısına baktı. "Yaşıyor!" diye yanıtladı umutla. "Çok zayıf ama yaşıyor"

"Onu hemen götürmeliyiz Musa, ölebilir"

"Tamam, dur sen taşıyamazsın!" diyerek bir çare aramaya koyuldu adam. Şimdi birilerini bulmaya giderse o zamana kadar Cengiz olabilirdi. Yapacak bir şey bulamayıp yerde yatan adamın bedenini sırtladı omuzuna güçlükle. "Hadi sağlık ocağına gidiyoruz"

Farkında olmadan bu karı koca kardeşlerinin suçlarını bir nebze olsun hafifletiyorlardı. Bu adam yaptığı tüm pislikliklere rağmen yaşarsa ömürlerinin geri kalanı onlar için daha az çekilmez olabilirdi.

Hızla ulaştıkları sağlık ocağının tek görevlisi olan adamın kapısını acele ile çaldılar. İçerden çıkan uykulu adam onların bu perişan hallerini görünce hiç beklemeden içeri aldı. "Yardım et Samet, ölmek üzere!" derken indirdi adamı orada bulunan tek yatağa. Doktor nefes nefese konuşan adama yaklaşıp "Musa, ne oldu! Ne bu hâliniz?" diye sordu endişeyle.

"Sorma şimdi, buna müdahale etmen gerek!"

Yaşadığı yoğun baskıdan ötürü gözyaşlarını akıtan Asya "Yardım edecek bir şey var mı?" diye sorsa da doktora cevap vermeyip yaralının kıyafetlerini soymaya çalıştı. Akan kanın merkezini bulduğunda sıkıntılı bir soluk bıraktı dudaklarından. İki taneydi. Biri kasıklarına diğeri karın boşluğuna denk gelmişti. Burada müdahale edemezdi. Gergince gözlüklerini ittirip meşakkatli işine atıldı.

Saatler sonra yapabildiği tek şey elindeki imkanlarla kanı durdurmak için yaraları kapatmak olmuştu. Fakat daha fazlası gerekliydi. "Bu böyle olmaz Musa, şehre gitmeliyiz. Daha profesyonel ellerden geçmeli!"

Çelişki içinde kaşlarını çatan adam hızlıca verdiğini bir kararla "Durun bir, geliyorum" diyerek çıktı sağlık ocağından.

Ardında kalan doktor Samet perişan haldeki kadına "Kim yaptı bunu?" diye sordu bir şeyler öğrenme isteğiyle.

Baygın adamdan gözlerini ayırmayan kadın yalnızca "Bilmiyorum" diyerek oturacak bir yer aradı. Evden Melek'i bulmak için çıkmışlardı ama buldukları şey bambaşkaydı. Görümcesinin bununla bir bağlantısı olabilir miydi, neden gitmeden önce ona Serhat'ı sorup durmuştu? Aklında binbir türlü ihtimal dolanıyordu lakin en güçlü olanı Serhat'ın Cengiz'i vurmasıydı. Çünkü bu adam Melek'le evlenmek istiyordu. Fakat bu sonuç çok başka bir hususu daha doğuruyordu ortaya. Melek ve Serhat birbirlerini seviyor olmalılardı.

DELİ GÖNÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin