2. BÖLÜM: "Meçhul"

26K 1.2K 804
                                    

*

Altına saklandığı yorgan bile kesemiyordu hıçkırık seslerini. Annesi ve yengesinin konuşmaları kulağına doluşurken annesinin yanına gelmemesi için dua ediyordu.

Kapanan kapının ardından kolunu dürten yengesiyle acı dolu bir çığlık atmıştı. O iğrenç adamın çekiştirdiği kolu acıyordu. "Kız ne oldu kalksana!"

Yavaşça yataktan kalkıp doğrulmasıyla Zeynep'in hayret dolu çığlıklar atması bir olmuştu.

"Kız bu ne hal, ne oldu?" diye soran yengesiyle hıçkırıklara boğulmuştu.

"Y-Yenge"

Ağlamalarının arasında konuşmaya çalışmasıyla Zeynep sıkıca sarılmıştı ona. "Şşşt! Tamam canım tamam. Söyle yengene sakin sakin" diye telkinlerken Melek daha çok ağlamaya başlamıştı. "Beni istemedi yenge. Susturdu, kızdı, bağırdı"

"Melek'im yoksa o mu seni bu hale getirdi?" diye sordu korkuyla ondan ayrılırken. Gözleriyle genç kızın patlamış dudağını gösteriyordu. Melek hızla ondan uzaklaşıp "Yok o değil" deyip burnunu çekmişti. Zeynep bu sefer "Kız yoksa biri mi gördü sizi?" diye sordu.

"Yok şey o kızıp gittikten sonra..."

Söyleyemezdi ki. Bu yüzden de "Ben düştüm" diyerek tamamladı sözünü hızlıca. Buna zerre inanmayan Zeynep kaşlarını çatıp "Yalan söyleme-" diye bağırıyordu ki dışarıdan "Zeynep!" diye kükreyen kocası ile lafının devamını unutup aceleyle ayağa kalktı.

"Hih! Ömer bu, Vallahi bizi öldürür. Kalk kız sonra alırım ifadeni" diyerek dışarı çıktı hızla.

Ardından ayağa kalkan Melek yazmasını başına bağlayıp , yüzünü göstermemek için iyice eğmişti başını. Bir şekilde bu akşamı atlatmıştı ama yarın sabah yüzünün halini nasıl anlatacaktı henüz bilmiyordu.

Yarın ola hayrola diyerek dışarı çıktı.

🌼

"Kız ne bu suratının hâli Allah canını almasın!"

Hacer hanımın attığı ikinci terlik ile Zeynep hızla geçti yaralı kızın önüne. Kendi evlerinde olsalardı hadi neyse de elin hanesinde seslerinin yükselmesine gerek yoktu. "Ana dur kız zaten düştüm dedi ya bak Emine abla niye bağrışıyonuz diyecek, ayıp"

"Hani gı ben duymadım ağzından düştüğünü! Doğru de Melek bak zaten düğünde de yok oldun ortalardan"

"Anne düştüğü zaman erken dönmüş-"

"Sen sus! Onun dili yok mu?!"

Ağzını payını alan Zeynep usulca çekildi yerinde büzüşen kızın önünden. Feri kaçmış uykusuz gözlerini ağır ağır çevirdi annesine genç kız. Ne diyecekti ki?

"Be-Ben düğünde üstüme şerbet döküldü eve gelecektim yolda düştüm de ondan böyle oldu anne" dedi ağladı ağlayacak bir tınıyla.

Kızının her halinden anlayan ana yüreği manidar bir bakışla başını salladı ağır ağır. "Nerde kız o zaman entarin?" diye sordu tepkili bir sesle. Kızın bir yalanını yakalamak için yer arıyordu. Çünkü çok emindi, başka bir sorun vardı.

Zeynep endişeyle görümcesine baktı. Onun bocaladığını gördüğünde kıyafetin olmadığını anladı. "A-Anne ben gördüm evde, mahvolmuştu" diye atıldı.

Doğru düzgün bir cevap almayacağını anladı yaşlı kadın. Sabır dilercesine gözlerini havaya dikerken söylene söylene giderek yanlız bıraktı onları.

DELİ GÖNÜLWo Geschichten leben. Entdecke jetzt