22/Final

344 15 6
                                    

Kai-Amnesia dinleyin, dinletin aşklar. <3

Nihayet mezuniyet günü gelmişti. Baekhyun herkesi şiddet kullanmaktan kaçınmayarak takım elbise giymeye ikna etmişti. Sehun ise gururla yeni en yakın arkadaşının izinden ilerliyordu.

Sehun üzerindeki siyah takım elbiseyi düzeltip aynanın karşısında kendini izledi. Saçları dağınık değildi bu kez, güzelce şekil vermişti. Hepsi öyle yapacaktı, anlaşmışlardı bu konuda.

Yatağının ucundaki kadife kutuyu aldı ve gülümseyerek içindeki çift yüzüklerine baktı Sehun, sevgilisinin narin parmaklarına yakışacağını bildiği için bu yüzükleri seçmişti. Kadife kutuyu ceketinin iç cebine koydu ve telefonunu alıp evden çıktı.

***

Saat 19'u bulduğunda neredeyse hepsi okulun bahçesinde toplanmıştı. Hepsinin üzerinde siyah birer takım elbise vardı, yalnızca gömlekleri beyazdı. Baekhyun ve Chanyeol hariç.. Onların gömleği de siyahtı ve ceketlerinin yakası satendi.

"Hani hepimiz aynı giyiniyorduk lan?"

Chanyeol Baekhyun'un arkasına geçip ona arkasından sarıldı. "Prensesim sizinle aynı giyinmememiz gerektiğini söyledi. Özel ve eşsiz olmalıymışız."

Baekhyun hepsine sevimli gülüşüyle bakıyordu. Bu yüzden kimse ona kızmamıştı elbette.. Ve Chanyeol yüzünden. Konu Baekhyun olduğunda dünyanın en bebek insanıydı fakat konu birinin Baekhyun'a bulaşması olduğunda Chanyeol kimsenin tahmin edemeyeceği kadar çirkinleşebiliyordu.

Junmyeon sevgilisinin elini tutarken hatırladığı şeyle birlikte güldü. İki hafta önce okula yeni gelen, Chanyeol'ün deyişiyle dallamanın allahı olan bir çocuk Baekhyun'un saçına dokunmuştu ve Chanyeol bunu görmüştü. Chanyeol çocuğu dövmekle kalmamış, parmaklarını kırmıştı ve bu mecazi bir anlam içermiyordu. Bu nedenle Baekhyun'a bulaşma cesaretini kimse gösteremezdi.

Jongdae ve Minseok ayrılmıştı. Minseok'un başka bir ülkeye yerleşmesi gerekiyordu ve ortak bir kararla ayrılmışlardı bu nedenle. Fakat beklenilenin aksine Jongdae kendini jiletlememiş, tüm dünyaya hayatı zehir etmemiş ve olgun tavırlar sergilemeye başlamıştı. Ailesinin tanışmasını istediği kızla ise sonunda tanışmıştı, ondan hoşlanıyordu. Müstakbel eşi oldukça güzel ve zarifti.

Kyungsoo diğerlerini dinlemek yerine Jongin'in kulağına bir şey söyleme bahanesini kullanarak sevgilisinin boynunu öpüyordu ve bunu kimse anlamıyordu. İkisi de gümüş-siyah çift yüzüklerini takmıştı sonunda. Yüzükler uzun zamandır onlardaydı fakat okul sınırları içinde takmıyorlardı. Birbirinden ayrılmayan elleri arasında o yüzüğün soğukluğunu hissetmek ikisi için de eşsizdi.

Yixing yalnız gelmişti mezuniyet gecesine, herkes biliyordu nedenini. Artık kimseye güvenmek istemiyordu ve kitaplarıyla mutluydu. Bu yüzden ayrılıklarını atlatması kolay olmuştu.

Okulda her şey aynıydı neredeyse. Kimse ilişkisini kimseden saklama gereği duymuyordu. Junmyeon hariç.. Annesinden çekiniyordu hala, ters tepki vermesi onun için korkutucu olurdu. Bilmediği bir şey vardı ki, annesi zaten ilişkilerini biliyor ve onu sonuna kadar destekliyordu.

***

Yifan mezuniyete katılmayacaktı, katılmaya yüzü yoktu. Son zamanlarda her akşam yaptığını tekrarladı ve o parka gitti. Luhan'ın oturduğu bankta tek başına oturdu, yalnızca onu çizdiği defter ise bitmek üzereydi.

Telefonunda çalan eski bir şarkının eşlik ettiği gecede defterin son sayfalarından birinin üzerinde kalemini gezdirdi Yifan. Aklından bir an olsun çıkmayan gülüşü çizdi önce, sonra güzel gözlerini ve ufak burnunu..

Group Assignment/HunhoWhere stories live. Discover now