Şimdi Sehun'un sıcak, sert ve içimi titreten bedenine sarılmışken geri çekilmek, aramıza mesafeler sokmak ya da kahrolası gururumu dinlemek istemiyordum.

Bu gece ölebilirdik. Yarın ya da bir sonraki gün hayatımız sona erebilirdi. Ateşin, kanın ve karanlığın içindeydik. Bu yüzden gitmek yerine kalıp kahrolası birkaç saatimi feda etmeyi seçtim.

Dudaklarım Sehun'un boynunda çenesine oradan dudaklarına doğru kayarken kestane kahvesi gözler hiç olmadığı kadar parlak hiç olmadığı kadar derindi. Dudaklarımız birleşmeden önce yalnızca bir saniye durup birbirimize baktık.

Buz tutmuş dudaklarımı sıcak, pürüzsüz dudaklarına dayarken boğazımdan boğuk bir inleme yükseldi. Sehun bedenimi kucağında çevirirken elleri kısacık saçlarımın arasına girip boynuma dolandı. Tıpkı onun bana yaptığı gibi ellerimi gömleğinden içeriye sokup tenini özlemle okşamaya sıcaklığını hasretle içime çekmeye başladım. Sehun çevik parmaklarıyla üzerimdekilerden teker teker kurtulurken üşümek yerine yanıyordum. Kasıklarımdan başlayıp tüm bedenime şok dalgaları gibi yayılan sıcaklık bedenimi yakıyor, tenimi adeta kavuruyordu.
Sehun'un alt dudağını dişlerimin arasına alıp arzuyla ısırdım.

"Dokun bana."

Sehun'un parmakları içliğimi omuzlarımdan sıyırıp buz gibi havada istekle kabaran göğüs uçlarıma doğru uzandı. Önce bir parmağını büzüşen dimdik tomurcuğumun etrafında gezdirip yavaşça aynı hareketi tekrarladı. Soğuk tenim ısınırken ateş gibi parmakları yavaşça tomurcuğumun üzerine kapandı.

Parmaklarıyla göğüslerimle oynar ve işkence edercesine sıkarken nefes nefese inleyerek " Daha !" diye haykırdım.

Sehun gözlerinde parıldayan şehvani canavarla yüzüme bakıp arsızca gülümsedi. Ardından kahverengi perçemlerle çevrili başı yavaşça boynuma kapandı. Dudakları boynumdan omuzlarıma oradan göğüslerime doğru bir yol izlerken göğüs uçlarımı ağzına almak yerine acımasızca etrafında dolaşmaya başladı. Arzuyla yanan, Sehun'un sıcak ağzı için yanıp tutuşan göğsümün üzerine daha çok eğilip, dudaklarını neredeyse dimdik uçlarına değdirdi.

Parıldayan kahverengi gözleriyle bana karanlık bir bakış fırlatıp " Daha." Diye fısıldadı ve sertleşen tomurcuğumu ağzına aldı.

Boğazımdan yükselen derin bir iniltiyle ellerimi kahverengi ipek gibi perçemlerin arasına geçirdim.

Sehun beni okşar, öper ve acımasızca ısırırken kasıklarımı çoktan sertleşmiş, demir gibi erkekliğine dayadım. Dakikalar dakikaları kovalarken iniltilerim Sehun'un hırıldayan nefeslerine karışıyordu. Sehun'un ağzı bedenime işkence ediyor, içimdeki ateş geçen her dakika daha da artıyordu.

Sehun ağzını tenimden ayırmadan göğüslerimin çevresinde gezindi ve yavaşça karnıma indi. Göbek deliğimin çevresinde gezinen diliyle, vahşi sesler çıkarırken ne zaman uzandığımı fark etmediğim kalın postun köşesini avucumun içine sıkıştırdım. Sehun arzuyla yanıp tutuşan halimi arsızca seyredip dudaklarını daha da aşağıya indirmeye başladı.

Önce dizimi ardından yukarıya doğru baldırımı okşayarak öpmeye başladı. Erkekliğime geçmesini beklerken dudakları bacaklarımın iç kısmında oyalanmaya devam ediyordu. Belimi kıvırıp avuçladığım postu daha da çok çekiştirdim. Sehun boğazımdan dökülen boğuk iniltinin ardından genizden gelen küçük bir kahkaha attı. Ardından dudakları erkekliğimi tamamen mağarasının içine aldı.

İnledim.
Sehun'un sıcak dudakları ve arsız dili bana adımı bile unuttururken sessizce yanıp kül olmamak ya da ölmemek için dua ediyordum. Kasıklarımdan yükselen titreşimlerle nefessiz kalırken Sehun dilinin keskin darbelerine devam etti.

Cehennem SavaşlarıWhere stories live. Discover now