3. Bölüm

3.9K 323 54
                                    

Yazar; Özge Meral


“ Aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir.”

Dövüşmeyi bilmeyen biri için meydan okumak aptallıktır. Ancak dövüşmeyi bilmesine rağmen bir deve meydan okumak ; işte buda aptallıklar listesinde üst sıralarda yer alıyordu sanırım.

Üzerimde gezinen onlarca göze inat bakışlarımı kahverengi gözlerden ayırmadım. O gözlerde anlam veremediğim, çözemediğim bir gizem saklıydı sanki. Sanki karşımdaki adam aslında göründüğü kişi değildi. Sanki katmanlarının ardında bambaşka biri vardı. Böyle bir durumda neden Sehun denen adamın gözlerini düşündüğüme anlam veremiyordum.

Yumruklarımı sıkıp, derin bir nefes aldım ve güç almak için zihnimdeki simsiyah gözlere  odaklandım. Babamın gözleri biraz korku, biraz endişe ama hepsinden çok gururla bakıyordu yüzüme.

Ben senin oğlunum baba. Asla kaçamam.

Gözlerimi derin bir iç çekişin ardından aralayıp düşmanımla yüzleştim.

Bir kere bu yola girmiştim, artık geri dönüşü yoktu.

Bacaklarımı aralayıp yumruklarımı göğüs hizama kaldırıp pozisyonumu aldım. Yaptığım hareket çevremdekileri kahkaha tufanına sokarken o kahverengi  gözlerde gördüğüm neşe parıltıları mıydı ?

Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını onlara kanıtlayacaktım. Yumruklarımı tırnaklarımın avuç içlerime batmasına aldırmadan sıkıp ilk saldırımı yaptım.

Yerdeki tozları havaya kaldırarak koşup havaya sıçradım ve Sehun’un kafasına afili bir tekme savurdum.

Tabanlarımı sızlatan bir sertlikle yere saplanıp başımı Sehun’a çevirdim ve  saldırımdan kurtulmak için sadece geriye doğru bir adım atmakla yetindiğini fark ettim. Harika !

Hırıldayarak doğrulup karnına okkalı bir yumruk geçirmeye çalıştım. Sehun’sa basit bir el hareketiyle yumruğumda kurtuluverdi. Ardından nefes dahi almadan tekmelerimi ve yumruklarımı konuşturmaya devam ettim.

Ama saldırılarımın hiç biri sonuç vermiyor, Sehun her birinden ustalıkla sıyrılıyordu. Asıl sinir bozucu olan saldırılarımı savuşturmak dışında hiçbir şey yapmamasıydı. 

Dövüşmüyordu. 

Öylece ayakta durmak dışında tek bir kasını oynatmıyordu.

Yumruğumu böbreklerine indirmeye çalışırken “ Benimle dövüş !” dedim tıslarcasına.

Büyük elleri sıkılı yumruklarımı iteleyip rüzgarda savrulan saçlarının arasından baktı yüzüme.

“  Ben yalnızca benimle dövüşmeyi hak edenlerle dövüşürüm.”

Dakikalar sonra beyefendinin ağzından dökülen ilk sözlerdi bunlar ve beni kudurtmaya yetmişte artmıştı bile.

Buraya hangi koşullar altında gelip neleri feda ettiğimden habersiz sadece bana bakıyorlar ve yargılıyorlardı. Onunla dövüşmeyi hak ediyordum. Tıpkı diğerleriyle olduğu gibi dövüşülmeyi hak ediyordum.

Cehennem SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin