Benimle Kal - Bölüm: 11

603 26 80
                                    

Hellöö,

Size öyle bir bölümle geldim ki beklediğinize değecek türden.❤️

Hiçbirinizin hazır olmadığı, kalp krizine sebep olacak türden. 👊🏻😂❤️

Bölüm şarkısı - Burak Akagün: Seni hiç kimse sevemez

Medya bölüm kıyafetleri. Merak edersiniz diye. 😇😂🌸

Emeğime saygı olarak sizden vote ve yorum bekliyorum. 💕

İyi okumalar...

***

Bazen yanıltırdı görünüş bizi. Arkasında neler olduğunu hiç bilmeden savururduk önyargılarımızı.

Halbuki zor değildi resmi bütünüyle görmek. Zor değildi... İnsanın dışarıya ördüğü duvarların arasından çiçeklerin açtığını görmek.

Meriç'in acıları da o duvardan zarif bir çiçeğin yaprakları gibi sızıyordu.

Sessizce girip kapısına yaslandığım odada Meriç'i izliyordum. Yatakta uzanmış dudakları arasındaki sigaradan son bir nefes çekti.

Şömineden vuran ışıktan gördüğüm kadarıyla komodinin üzerindeki tablaya bastırdığı sigarasının ardından yatağa iki kere hafifçe vurdu. Bu yanıma gel demekti.

Verdiği sakin ve içli nefese karşın yavaşça, yatağın gıcırtısına aldanmadan yanına yerleştim.

Aramızda bir yastık büyüklüğünde mesafe vardı. Aldığım cenin pozisyonuyla bakışlarım direk çıtırtısı içime huzur veren odunların arasından çıkan kızıllıklardaydı.

Meriç'in annesinin yanından ayrılalı 10 dk anca olmuştu. Üzülmüştüm onun için. Kimse sevdiği insanın gün be gün ölüşünü izlemek istemezdi.

"Sana bir masal anlatmamı ister misin?"

Şöminenin yanıp sönen kızıl renk şöleninden bakışlarımı çekip ona odaklandım.

Yastığının konumunu düzelterek ellerini kafasının arkasına yerleştirip tavana bakmaya başladı.

"8 yaşında bir çocuk hatırlıyorum. Her erkek çocuğu gibi maç yapmaktan akşamları üstü başı kir içerisinde evine dönen tek derdi annesi görmeden eve girip üzerini değiştirip yemek yemek olan bir çocuk. " Söyleyecekleri kolay değil gibiydi. Zorlanıyordu anlatırken. Kelimeleri tane tane dile getirmek bile oldukça meşakkatli bir işmiş gibi ilmek ilmek acıyla işledi onları.

Bakışlarım şöminenin yarım yamalak aydınlattığı yüzünden bir saniye bile ayrılmıyor. Söyleyeceği kelimeleri garip bir duyguyla bekliyordum.

Dudaklarını yaladı, yanaklarına yuva kurmuş derin çukurlar belirdi anında. Duyacaklarım iyi şeyler değildi biliyordum. Bunu annesini gördüğüm ilk an anlamıştım.

"Eve girdiğimde bir çığlık sesi duydum." Bana döndü yüzü. Yatağın başlığına yaslandı tekrar. Gözlerini inadına bende tutmaya çalışır gibiydi.

Başka bir yere baksa her an dağılacak, zorla bir arada tutulan kum tanelerinden oluşmuş camdan bir vazoydu sanki. "Annemdi o Afra. Eski evimizin merdivenlerinden yuvarlanarak önüme yığıldı." Derin bir nefes sığdırdı kendini tüketen  kelimelerinin arasına.

"Hani derler ya kaybetme korkusu insana her şeyi yaptırır diye. Tamda öyle oldu. Nasıl yaptım bilmiyorum. Ya da 8 yaşında o gücü nerden buldum? Merdiven başındaydı onu iten adam. Annemin sırtında da bir bıçak vardı." 

Benimle KalWhere stories live. Discover now