Benimle Kal - Bölüm: 4

1.4K 60 95
                                    

Selamm, ben geldimm. 🌸💕

Özledim hepinizi, fazla bekletmeden yazayım dedim. 😊😊

Hayırlı Bayramlar 😍❤

Müzik: Toygar Işıklı: Çok geç

İyi okumalar.. 🌙🌼

***
Kalbime sığınmış bir sürü ceset gömdüm. Hepsi de sevdiklerimdi. Sevdim. Sevdikçe kaybetmekten korktum. Korkularım hata yapmama neden oldu ve sonunda kaybettim. Kalbimde sonsuzluğa uğurlanan faili meçhul bir cesedin daha üstü kapanıyordu ve ben suskunluğa yemin etmiş bir kelebeğin çaresizliğiyle izliyordum olan biteni.

Sadece sevmek isterken nasıl bu hale düşmüştüm?

Nerde hata yapıyorduk?

Sevmemeli miydik?

Gözlerimi kapattım. Kalbim toprağın altına çocukluğumun bütün anılarıyla birlikte gömülüyordu sanki. Elindeki kürekle ikinci kez toprak atan Koray acı dolu gözlerle bana baktı. Öyle derin duygular gizliydi ki bakışlarında; kalbine dokunmayan kimse göremezdi düşüncelerini. Simsiyah kapalı bir kutu gibi. İçini açacak anahtara sahip olmayan herkese soğuk ve katı.

  İnsanlar sizi tanımadan dış görünüşünüze göre karar verebilirdi. Onun da istediği buydu ya; Hiç kimsenin kalbini kıracak kadar yakınında olmaması.

Okunan duanın ardından herkes tek tek dağılmış, annemler Kemal amca ve Nevin teyzeyi zar zor sakinleştirerek götürmüştü. Koray ise beni mezarlığın dışında bekliyordu.

Yere oturdum. Toprak kokusu iki ucu sivri bir ok misali saplanmıştı kalbime. Konuşurken ördüğüm saçları ile aramda geçilmez bir duvar vardı artık.

"Kalbim acıyor. Taşlaşmış dediğin kalbimi hissediyorum. Bunun olması için illa senin gitmene gerek yoktu. Ben ömür boyu soğuk bir insan olmaya razıydım. Neden bıraktın ki beni? İnsan... kardeşini yarı yolda bırakır mı hiç? " gözümde biriken yaşlar toprağını ıslattı.

O, gitti

Arkasında sadece gözyaşımla ıslanmış bir avuç toprak kaldı.

***

"Esin yeter artık birini seçte gidelim. Alt tarafı dondurma yiyeceğiz geleceğiz. " "Ya orada yakışıklı bir çocuk varsa. " rimeli kirpiklerime biraz daha sürerken aynadaki yansımasına baktım. "Bana bak sen yoksa dondurmacı çocuğa mı asılıyorsun? Anlatta bilelim yani." dedim a'yı uzatarak. Yanaklarına toplanan kırmızılar düşüncemi destekliyordu. "Ya ama çok yakışıklı değil mi?" dedi gözlerini kocaman açarak "Tamam tamam birini seçte gidelim"  "Üzerimdeki güzel gibi bir baksana sende." Elimdeki rimelin kapağını kapatırken ona döndüm. "Esiiin!" Beyaz elbisesini kaplayan kanı görür görmez boğazıma bir yumru takıldı ardısıra ise isyankar bir çığlık koptu dudaklarımdan. "Beni bırak-ma"

Pikeyi sıkarak hızla kalktım yataktan. Odadan çıkıp karşıdaki odanın kapısını aşındırdım. Uyuyordu. Geceliginde yardımıyla ilerleyip sessizce yatağın boşluğuna kıvrıldım. Boğazıma düğümlenen hıçkırıklar gözyaşlarımla birlikte yatağı ıslatırken ağzımı elimle kapatıp ses çıkmasını engellemeye çalışıyordum. Uyuyamıyor, gözlerimi kapattığım anda korkularımla başbaşa kalıyordum..

Ben Afra Soyal, 21 yaşında  korkularıma yenik düşmekten çok korkuyorum.

Hıçkırıklarım artarken yatakta bir hareketlilik oldu. "Afra" uyku mahmurluğunun baskın çıktığı sesini duyduğum an ona döndüm. Dirsekleri yatağa yaslı, gözlerini açık tutmaya çalışırken bir yandan da ne olduğunu algılama çabası içindeydi. Bir hıçkırık daha sitem edercesine boğazımdan kaçtığında uykusu tamamen açılmıştı. Yatakta dikleşti. Elleri yanaklarımda başparmağı ile hafifçe okşuyordu. "Afra neyin var abim? " "Onu gördüm" Anladı. Gözlerinin akına kırmızılar düşmüştü onunda. Kim düşünebilirdi ki birgün en yakın arkadaşının toprak olacağını.

Benimle KalWhere stories live. Discover now