2. Yansıma

6K 349 70
                                    

Selamm!

İyi okumalar...<33

'Vücuduma değen soğuk yağmur damlalarına yavaş yavaş alışmıştım. Yorgun gözlerimi önümdeki karanlığın yansıdığı denize odaklayamazken her defasında sildiğim gözyaşları tekrar ve tekrar yenileniyordu. Az önce olanlar yeniden zihnimde canlandığında gözlerimi yumdum, bunları bir rüyadan ibaret sayabilir miydim, yoksa her şey için geç miydi?

Sırtımı banka yaslayıp kafamı yukarı kaldırdım. Yüzüme değen yağmur damlalarını aldırış etmemiş, tek yaptığım derince düşünmekti. Doğru bildiğim yolun karşıma çıkardığı zorlukların bu kadar ağır olması mı incitmişti beni? Belki de yüzüme vurulan utanç dolu sözleri sindirememiştim.

Uzun bir süredir içimde tuttuğum gözyaşları kendini serbest bırakınca zorla yutkundum. Kahvelerimin artık tutamadığı      yaşlar usulca şakaklarımdan akarken ses çıkarmamak için alt dudağımı sertçe dişlemiştim. Çıkarmamakta özen gösterdiğim ses bana yük olduğunda dişlerim arasına hapsolmuş dudağımı sakince serbest bıraktım. Daha çok ağlamaya teşvik eden hıçkırıklarla öne doğrulmuş, şiddetlenen gözyaşlarım ve sesime çaresizce boyun eğiyordum.

"Sonunda buldum seni." endişeli tanıdık ses kulaklarımı doldururken yeni yeni Dicle olduğunu idrak etmiştim. Dolmuş gözlerime eş zamanlı dudağım büzülmüş ağlamam onu görünce kesilmişti. Sakin ve yavaşça önüme geldiğinde durup çömelerek ellerini yanaklarıma yerleştirdi.

"Özür dilerim." titrek sesimle tekrar dudaklarımı ısırmıştım . Baş parmaklarıyla akan yaşlarımı özenle silip yanağımı okşadığında gözlerimi yumdum. Ensemden tutup kafamı omzuna yaslarken ağlama isteğim giderek büyümüş kendimi ona teslim etmiştim. Kulağıma sakin bir ses tonunda bir şeyler fısıldarken onu duyamıyordum. Giderek karanlığa çöküyordum...'

Bir anda yataktan kalkıp sesli, kısa nefes alışverişlerimle gözlerimi odamda turlatmış, zihnime doluşan aydınlanma ile rüyamda gördüklerim bir bir önüme serilmişti. Titrekçe bir nefes bırakarak elimi terlemiş alnıma götürdüğümde sertçe ovuşturup kendime birkaç saniye tanıdım sebebini anlayamadığım rüyanın etkisinden kurtulabilmek adına. Sessizliğin hakim olduğu karanlık oda içimdeki ürpertimi arttırırken kafamı kaldırmış, hemen yatağımın yanındaki pencereden dışarı çevirdiğimde havanın hâlâ karanlık olmasıyla iç çekip telefonumu elime aldım. Gecenin üçünü gösteren saate 'yok artık' dercesine söylenerek göz devirdim. Tekrar uykuya dalmayacağımı kesinlikle anlamam çok da zor olmadığından üzerimdeki yorganı tutarak kenara çektiğimde yataktan kalkmıştım. Lavaboya ihtiyacımı kısa sürede hallettiğimde kuruyan boğazımdan rahatsız olmuş, uyuşuk adımlarımı mutfağa yöneltmiştim. Dolaptan çıkardığım uzun bardağa suyu doldurmaktayken aklımdan geçen tek bir soru vardı. "Neden gördüm ki bu rüyayı?" sessizce mırıldanarak bar taburelerden birine oturdum. Birkaç dakika boyunca etrafımı boş boş izleyip sebepsizce o gün olanları düşünmeden edemedim...

"Gerçekten onu aramak istiyorum." küçük bir çocuk gibi söylenmiş, gözlerimi tavana dikerek derin bir nefes almıştım. Telefonumu elime alıp saati umursamadan Dicle'yi aramış, biraz bekledikten sonra karşıdan gelen ses beni şimdiden rahatlatmıştı.

"Alo." uykulu sesini işittiğimde, "Uyuyor muydun?" dedim ilk defa ona karşı mahçup hissederken.
"Aslında, dinleniyorken uyuya kalmışım." Gerindiğini belli eden mırıltıları komik geldiğinden tebessüm etmiştim. " İşin varsa sonra konuşalım." Normale göre uysal olan sesime ben bile alışık değildim. "Şu an yok da bir sorun mu var?... Yoksa beni mi özledin?" Her zamanki gibi egosundan geçinmiyordu Dicle'mizin.

ABİS [bxb]Where stories live. Discover now