16.Derin

2K 168 88
                                    

Selam...

İyi okumalar <3

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen !:')

Bir gün sonra...

Yattığım yatakta uzunca gerinirken zorda olsa gözlerimi araladım. Kör edici aydınlık odamı istila edip bana rahat vermeyince uzandığım yerden doğrularak yatakta bağdaş kurdum. Yüzümü sertçe ovuştururken pencereden dışarı baktım. Sonunda rahat bir uyku çekebilmiştim demek! Dün ola-... Düşüncelerim odayı donatan telefon sesiyle daha başlayamadan son bulmuştu.Yastığın altında duran telefonumu alıp ekrana baktım. Arayan kişi, Furkan'dı.

"Alo." tekrar yatağa uzanıp sola döndüm. "Günaydın uyuyan güzel." alayla söylenen Furkan'a göz devirdim. "Günaydın, acaba bu arayışının özel bir sebebi var mı?" pazar günleri öğlene kadar uyurdu bu çocuk. "Amcan Ege'yi işe almış." coşkuyla anında güzel haberi verirken tebessüm ettim."Ciddi misin, bana niye önceden söylemediniz?" yataktan tekrar doğruldum. "Benimde şimdi haberim oldu, senden önce onu aramıştım." diyip devam etti. "O yüzden bu akşam bunu kutlayalım, hem ruhsuz Ege'ye az moral vermiş oluruz." hevesle davetini yaptığında, "Tamam, benlik bir sorun yok. " dedim. "O zaman akşam saat yedide bizim eve gel. Az ziyafet gör." kendince böbürlenirken sessizce gülmüştüm. "Haberleşiriz." deyip kısa kesmiş, klasik görüşürüz sözcükleriyle konuşmayı sonlandırmıştık.

Artık tutamadığım tuvalet için yatağımdan kalkıp üzerimdeki uyuşukluğu atmak için iki kolumu geriyorken omzumda hissettiğim acıyla duraksadım. Omzumdaki yarayı tamammen unutmuştum. Tedirgince odamdaki aynanın karşısına geçip pansumanlı olan yaraya bakındım. Tamamen aklımdan çıkmış, neden akşam yemeğini kabul ettim ki? Onlara fark ettirmemek için birkaç gün yanlarına gitmeyecektim sözde! Ah, tam bir aptalım!

...

Akşam yediye kadar evde boş boş takılıp dizi izlemiştim ve sonunda yemeğe gideceğim saat yaklaştığında üşensemde yerimden kalkmıştım.
Pantolonumun üzerine abimden çaldığım, geniş ve rahat siyah kazağımı giydikten sonra kot ceketimi de alıp odadan çıktım. Telefonumu cebime koyarken bir yandan da ışıkları kapatarak evden çıktım.

...

"Oo Furkan, sen böyle yemek yapar mıydın?" şaşırtıcı bir şekilde yemekler enfes duruyordu. Zehirlenir miyiz lan? Ne derler bilirsiniz, görünüşe aldanma! "Yapamadığım için ev temizliği karşılığında anneme yaptırdım. Annem diye demiyorum ama kadın kurnazlığın vücut bulmuş hali." pilavları tabaklara koyarken ben ve Ege masayı hazırlıyorduk.

"Bir an zehirleniriz diye korktum, neyse ki Ayça Teyze yapmış." dalga geçtiğim Furkan'ın arkasından sırıtırken kafama vurmuştu. "Bir kere de övsen olmaz değil mi, göt?" huysuzca söylenirken tabakları elime tutuşturdu. Çoktan masada yerini alan Ege'nin karşısına oturup içecekleri dolaptan çıkaran Furkan'ı bekledik.

Bardaklara doldurduğum kolaları onlara uzatıp, "Amcamdan işkence görecek Ege'ye kaldırıyoruz." demiştim. Bu kutlama içkiyle güzel giderdi ama Furkan'ın evinde yapmak pek uygun olmazdı. "Benim öyle bir amcam olsa tüm işkencelere razı gelirdim." abartıyla konuşan Furkan yemeğe başlayan ilk kişiydi. "Yine başlıyoruz anlaşılan." bıkkınlıkla pilavdan bir kaşık aldım.
"Ne lan? Amcan fazla genç duruyor, işinde de fazla popüler. Belki Ege'ye birkaç yetenek aşılar." diyen Furkan koluyla Ege'yi dürttü. "Adam zaten otuzlu yaşlarının başında, bırak genç dursun." dedi Ege. Büyük aile olmanın avantajları diyelim. "Bir de gel benimkilere bak, en küçüğü kırk yaşında." yakınan Furkan kolasını diklerken gülmüştüm.

ABİS [bxb]Where stories live. Discover now