12. Boşluk

2.4K 201 47
                                    


Eşyalarını masadan alan hocanın sınıftan ayrılmasıyla elimi enseme götürüp ovuştururken alnını sıraya yaslayan Furkan'a baktım. "Sonunda dersler bitti." yorgunlukla mırıldandığında yerinden doğrulmuş, istemsizce eşyalarına yönelmişti. "Kesinlikle, eve gidip dinlenmek istiyorum." diye ona katılırken bir anlığına duraksayıp dudaklarını büzmesiyle bir şeylerden yakınacağı aşikardı.

"Bizim misafirler geleceği için anneme yardım etmem gerek. Odamda gezinen küçük canavarları hayal edebiliyorum." tatminsiz sesiyle sıradan kalkarken çantamı sırtıma alıp Furkan'a eşlik etmiş, ayaklanmıştım. Kolumu boynuna dolarken, "Kolay gelsin sana o zaman." demiştim iğneleyerek.

"Kes, şurada kül kedisi olmuşum senin yaptığına bak. Yazıklar olsun." Komşu teyzelerle takıla takıla onların ağız diline alışmıştı gariban. Huysuz tavırlarına karşılık onunla daha çok uğraşasım geliyordu.

"İki yemek yapıyorsun çok mu?" nankörce konuşurken kafasını kendime yanaştırdım. "Anneme benzedin iyice. Ne yapsam gözünüze gelmiyor. Tabii gün gelecek beni mumla arayacaksınız." İyice drama kraliçesine bağladığında göz devirip 'susmazsam beynimin etini yiyecekti' diye iç geçirdim. "Tamam, abartma. Hem kim gelecekmiş sizin eve?" kolumu boynundan çekerken ellerimi cebime koyup meraklı ifademe rahatlıkla giriş yaptım.

"Bilmiyorum, annem bana sürpriz yapmak istediğinden söylemedi." diyerek söylendiğinde 'anladım' dercesine kafamı salladım. "Bu arada bugün cumaydı değil mi? Takımdakiler halı saha maçı ayarlamıştı, gidecek misin?" Yeni yeni planlardan haberdar olurken 'yapacağım iş var mı?' diye düşündüm.

"Gelmem belki, yorgunluğuma bağlı. Sen gidecek misin?" dediğimde memnuniyetsiz yüzü anında tebessüme dönüşmüştü. "Maalesef, misafirlerden sonra anneannemin evine gideceğim." yandan bakıp göz kırparken anında değişen tavrına hayran kalmıştım. Furkan ve anneannesinin kaçamaklarından banada lazımdı ama gel gör ki benim öyle bir akrabam yoktu. "Senin şu çılgın nenen her toruna lazım." deyip alaycı tınımla sırıtıyorken beklenmedik bir anda Furkan'la aramıza giren kara kedi Uğur ile ürpermiştim.

Kolunu boynuma doladığı gibi beni kendine yakınlaştırmış, üstüme çullanmıştı. "Selam!" enerjik sesiyle ortamı coşkulandıran Uğur'a anlamsızca bakarken, "Selam." dedim donukça.

"Bugün maça geliyor musunuz?" hevesle söze atılır atılmaz Furkanla aynı anda kafamızı olumsuzca salladığımızda gülen yüzü düşmüştü. "Desene müsabaka sıkıcı olacak. Siz hariç herkes tamam dedi oysaki." hüsrana uğrayan bakışlarına karşı yapacağım bir şey yoktu.

"Başka sefere artık." kaşlarım havaya kalkmış, sırıtırken yanağımda hissettiğim soğuk parmaklarla ürpermiştim. "Bu kadar isteksiz olduğunu belli etmeseydin." diyen Uğur yanaklarımı sıkıp işkence ederken, "Bıraksana çakal!" demiştim anlaşılır bir şekilde. Uğur'u benden çekip araya giren Furkan bana kalkan oluşturduğunda ağrıyan yüzümü elimle ovuşturdum.

"Maalesef artık Baran'ın başı bağlı. Bana düşeni yapıp gelecekteki müstakbel eşine Baran'ı namuslu, eli kimseye değmemiş olarak vermem gerek." Töre dizilerindeki karakterlere bürünen Furkan'a gülmekle şaşırmak arasında bakakalmıştım.

Bahsettiği 'gelecekteki eşin kim olduğuna dair en ufak bir fikrim dahi yoktu. "Yenge mi yaptın Baran?" diyerek merakla soru soran Uğur'a aval aval bakmakla yetinirken Furkan'ın kolunu dürttüm. "Kimden bahsediyorsun?" kısık sesle konuştuğumda sırıtıp, "Arel." demişti imayla.

Ben bile geçen iki haftanın sonunda onları unuturken Furkan nasıl aklında tutmuştu acaba? Hem öyle cüsseli, mafya babası, dehşet saçan bir adamı da yenge olarak hayal etmekte biraz saçmaydı.

ABİS [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin