19.Bölüm

2.3K 106 43
                                    

"Some boys take a beautiful girl and hide her away from the rest of the world. I wanna be the one who walks in the sun." Cyndi Lauper - Girls Just Wanna Have Some Fun

***

"Öyle işte. Üzerimde beşlik paketle yakalanınca pek de yapacak bir şey kalmadı. Mahkemede suçlu olduğumu kabul ettim. Sattığım kanıtlanamadığı için de gerisi senin hikayenle aynı." Kıkırdayarak başımı göğsünden kaldırdım. Bana hayatımın belki de en yoğun hissini yaşattığından beri yatağımda tembel tembel uzanıyorduk.

"Yani sen bana kısaca," Kafamı öne uzatarak çenesini öptüm. "Müşterinin sevgilisiyle yattığını ve müşterinin bunu öğrenince sinirlenip seni ele verdiğini mi söylüyorsun?" Belimden aşağısı sanki pelteleşmiş gibiydi ve bu konuda en ufak bir şikayetim yoktu.

"Kulağa ne kadar utanç verici gelse de evet. Aşağı yukarı böyle." İçimi yakan kıskançlığa rağmen gülümseyerek sordum.

"Peki sonra o adama ne yaptığından bahsetmek istemez misin?" İşaret parmağımı göğsüne ileri geri sürtmeye başladım.

"Orasına ben karışmadım, söylediğim gibi, ben sadece bir dağıtıcıyım." Omuz silkti. Bu gerçeğe alışmam zannettiğimden daha uzun sürecek gibi gözüküyordu.

"Hmm." Söyleyecek düzgün bir cevap bulamayınca öylesine mırıldandım. İçimdeki sıkıntıdan ne düşüneceğimi şaşırmıştım.

"Asıl sen bundan sonra ne yapacaksın?" Başımın altında yastık görevi gören kolunu kıpırdatarak beni kendine iyice bastırdı. Beni böyle kendine yakın tutması, kollarıyla sarması dehşet derecede hoşuma gidiyordu.

"Bilmiyorum." Derin bir nefes alıp ona iyice sokuldum. "Bir anlık deli cesaretiyle seni buraya çağırdım ama tehditinden sonra bir daha böyle bir şeyi göze alabilir miyim emin değilim." Altımda hoşnutsuzlukla homurdandı.

"Ondan korkmuyorum?" Huysuz huysuz konuştu ve sempatiyle göğsünü okşamaya devam ettim.

"Korkmalısın. Eğer bu işi bir tür gurur meselesine çevirirse onunla başa çıkamazsın." Gözlerimi birbirine bastırıp düşündüm. "Ben, durumu düzeltmeye çalıştım. Bilirsin, sadece arkadaş olduğumuza dair bir şeyler geveledim ama ne kadar inandırıcıydım bilemiyorum."

"Bizi gördüyse pek ikna edici olduğunu sanmıyorum." Küçük bir kahkaha attı. "O an aklımda en ufak bir arkadaşça düşünce yoktu." Alt dudağımı dişleyerek gülümsedim. Hisleri konusunda bu kadar açık, bu kadar korkusuz olmasına bayılıyordum. 

"Yandım desene." Elimle boşta kalan elini kavrayıp parmaklarımı onunkilere kilitledim ve biraz önce bu parmaklarla ne yaptığını düşünmemeye çalıştım.

"Beni seçeceğini söylememiş miydin?" Yanlış bir şey yapmış gibi aniden sustu ve onunla aynı anda nefesimi tuttum. Demek istediğini sandığım şeyi demiş olabilir miydi?

"Bana çıkma teklifi ettiğinden falan değil ama evet, öyle söylemiştim." Bir an sessizleşen ortamı tekrar neşelendirmek için şımarık bir edayla konuştum. Harry gergince güldü ama cevap vermedi.

"Hem işler öyle bir seviyeye geldi ki," Uygun kelimeleri seçerken bir süre bekledim. "Sen hayatımda olmasan bile artık onunla devam edemem."

Sözlerimi bitirince derin bir nefes verdi, beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme baktı. Merakla bir şeyler söylemesini bekledim ama mükemmel dudakları sözcük üretmek yerine benimkilerin üstüne kapandı ve hareket etmeden öylece durdu. Birkaç saniye sonra ayrılıp alnını şakağıma dayayarak nefeslendi.

"Sana bir şey itiraf edeyim mi?" Kafamı sallayarak bekledim. "Sevgilin değil belki ama korktuğum bir şey var." Elimi boynunun kıvrımına yerleştirip kaşlarımı çattım. "Emma'dan sonra başka bir kadını hayatıma almaktan korkuyorum. Seni hayatıma almaktan korkuyorum. Ya sana yetmezsem?"

Free • (Harry Styles)Where stories live. Discover now