31.Bölüm

1.9K 102 59
                                    

Giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir puahah dalga geçmeyin gayet anlamlı bir söz bence :d

@ zayn fucking malik

---

 “Üst katta odasında, uyuyor mu bilmiyorum.” Mükemmel şekilde şekillendirilmiş saçları ve üzerindeki ince deri ceketiyle dışarı çıkacak gibi gözüken Niall kaşını gözünü oynatarak konuştuğunda kıkırdayarak yanından geçip içeri girdim.

“Uyumadığından eminim. Sen çıkıyor musun?” Engel olamadığım bir neşeyle sordum. Ağzımdan burnumdan gökkuşakları fışkırıyormuş gibi hissediyor ve bunu dışarı yansıtmakta herhangi bir sakınca görmüyordum.

“Başka seçeneğim yok. Harry’nin özel isteği.” Göz kırpıp dış kapıyı açtı.

“O da ne demek?”

“Bilmem, kendisine sor.” Dışarı çıkmadan önce bana elini şöyle bir sallayıp gözden kayboldu. Yüzümdeki sırıtış birazcık olsun kaybolmadan merdivenleri tırmandım. İlk zamanlardaki gerginliğimden ve çekingenliğimden şimdi eser yoktu. Bu evde geçirdiğim her dakika buraya daha fazla alışıyordum.

Kolu çevirmeden önce iki kez tıkladığım kapıdan içeri girdiğimde eğer mümkündüyse sevincim ona katlandı. Harry, sırtı yatağın başlığına dayalı, belden üstü çıplak, elinde telefon öylece uzanıyordu.

“O kadar ısrar ettin ki sonunda sırf sen sus diye gelmeyi kabul ettim.” Fazlaca şımarık bir sesle konuştuğumda gözlerini ekrandan ayırdı ve otuz iki diş sırıtarak bana baktı.

“Tabi ki, tabi ki de öyle yaptın.” Kollarını ona sarılmam için iki yana açtığında kalbim göğüs kafesimin içine neredeyse tekler gibi oldu.

“Nasıl hissediyorsun?” Hiç tereddüt etmeden kendimi kollarının arasına attıktan sonra kısık bir sesle konuştum.

“Eh, dokununca doğal olarak sızlıyor ama iyiyim.” Beni şaşırtarak tek elini kazağımdan içeri sokup sırtımı yavaş yavaş okşarken ben de gövdesindeki tutuşumu sıklaştırdım. Her hareketinde ürpermeme engel olamıyordum.

“Niall’ı neden kovdun?” Bedenlerimizi ayırmadan yatağının kenarına oturdum. Bunu soruyordum çünkü kafamda vermesini beklediğim cevabı duymayı istiyordum.

“Yalnızca ikimiz olalım istedim, fena mı? Ow.” Sevinçten kendimi kaybedip gövdesini fazla sıktığımı fark ettiğimde kıkırdayarak üstünden kalktım. Ellerinin sıcaklığını şimdiden arıyordum.

“Bu harika, salak şey. Sadece, kendini kötü hissetmesini istemem. Niall iyi çocuk.” Kaşlarını hayretle yukarı kaldırdı.

“Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?” Ne demeye çalıştığını bir süre anlayamadan yüzüne baktım. “Diğer kızlar Niall’dan pek hoşlanmazlardı da.” Hayrete düşme sırası şimdi bendeydi. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi?

“Dalga mı geçiyorsun? Lütfen şaka yaptığını söyle.” Ondan tarafta duran elimi avcunun içine alarak üstünü hafif hafif okşamaya başladı.

“Ciddiyim. Onu fazlaca gürültücü, kaba ve münasebetsiz bulurlardı. Niall da rastgele bir kız için hareketlerini kontrol edecek değildi tabii.” Kurduğu cümle hoşuma gitmeyen pek çok yargı bulunduruyordu. Birincisi, Niall gürültücü değildi. Tamam, belki öyleydi ama bu sizi kesinlikle rahatsız etmiyordu. İkincisi, Niall kaba ve münasebetsiz olmaktan çok ama çok uzaktı. Doğası gereği öyle bir insandı ve bu benim fazlasıyla hoşuma gidiyordu. Üçüncüsü, bu eve girip çıkan kızların sayısı ve niteliği neydi?

Free • (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin