25.Bölüm

1.7K 98 60
                                    

Harry, yatağımın kenarında oturmuş pantolonunu giymekle meşgulken iç çekerek dizlerimin üstünde yükseldim ve arkasından kollarımı boynuna doladım.

“Hemen gidiyor musun?” Yüzümü sağ omzuna bastırıp mızıldandım. Kollarının hareketiyle başım hafif hafif sarsılırken kokusunu içime çektim. Gitmesini istemiyordum. Benimle kalsın, film izleyelim, abur cubur yiyelim,  saçma ya da mantıklı ne varsa konuşalım, birbirimizi daha iyi tanıyalım istiyordum.

“Üzgünüm ama önceden söz verdim. Benimle gelebilirsin gerçi. Birkaç arkadaş toplanıp projemizi tamamlayacağız. Biz çalışmayı bitirene kadar takılırsın.” Zarif bir şekilde ayağa kalkıp fermuarını çekti, düğmesini ilikledi. Dizlerimin üstünde otururken, bedeninin yokluğuyla boşta kalan ellerimi önümde birleştirdim ve dudaklarımı büzdüm.

“Bilmem ki.” Kafamın içi bin bir türlü düşünceyle kaynarken kendimden emin olmayan bir sesle konuştum. Arkadaşlarıyla bu kadar çabuk tanışmam garip kaçar mıydı? Daha doğrusu, biz neydik ki arkadaşlarıyla tanışıyordum?

“Israr etmiyorum ama teklifim hala geçerli.” Başını hafifçe öne eğerek dağınık saçlarını iki eliyle karıştırdıktan sonra geriye attı. “İyi çocuklardır.”

Beraber bu kadar fazla zaman geçirmemiz normal miydi ya da aramızdaki ilişki için sağlıklı mıydı bilmiyordum ve teklifine balıklama atlamama engel olan tek şey de buydu. Sabahtan beri yatağımdaydı. Şimdi de hava kararmaya yüz tutmuşken beni evine çağırıyordu. Evine gitmem demek geceyi orada geçireceğim anlamına gelmez miydi? İstemediğimden değildi ama tereddütlerim vardı.

“Teşekkürler ama sanırım böylesi daha iyi.” Öne doğru eğilip yatak örtüsünü didiklemeye başladım. Gerçekten istiyordum ama sanırım bu sefer de bir olay çıkmadan tadında bırakmalıydım.

“O da ne demek?” Omuzlarımı silkip yataktan kalktım ve çıkardığım yerde boylu boyunca uzanan kotuma eğilip cebinden telefonumu buldum. Jayden’dan bir cevapsız arama, bir de mesaj vardı. Sessizde bırakmam akıllıca olmuştu. “Güzel zaman geçirdik. Yarın da görüşeceğiz zaten.” Mesajı sonra bakmak üzere görmezden gelerek ondan ayrılmak beni pek de etkilemiyormuş gibi gülümsedim.

“Sen bilirsin. Ama yine de evimi biliyorsun. Eğer is-“

“İstersem gelirim, tamam.” Gülerek cümlesini tamamladım ve o odamdan çıkıp aşağıya inerken sessiz adımlarla onu takip ettim.

“Güzel gündü. Teşekkür ederim, kahvaltı için, film için ve bir de şey için tabi.” Kapının önüne geldiğimizde sırıtarak ensesini sıvazladı ve gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak onu izledim. Her geçen gün, beraber olduğumuz her dakika ona daha fazla tutuluyordum.

“Ne demek, her zaman.” Sırıtışı daha da genişlerken bilinçsiz bir şekilde ellerimi dövmeli pazusuna dolayıp hafif hafif sıkmaya başladım. Ben gözlerimi parmaklarımın ucundaki gemiden ayıramazken yoğun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. “Seninle birlikteyken her şey çok daha güzel, çok daha kolay. Sanırım asıl ben sana teşekkür etmeliyim. Ben-“

Sözümü bitirmeme fırsat bırakmadan belimden kavrayıp beni kendisine bastırdı ve sertçe öpüp geri çekildi.  Sersemlemiş bir şekilde nefesimi toparlarken gülümsedim ve ellerimi yanaklarıma bastırdım. Tanrım, bu kadar heyecanlanmamalıyım. Sırf beni öptü diye bu kadar mutlu olmamalıydım. Sırf gittiği için böyle üzülüp, içimde kocaman bir boşluk hissetmemeliydim.

“Görüşürüz.” Alnıma son bir öpücük bıraktı ve çıktı.

“Hemen gidiyor mu?” Arkamdan Julia’nın cılız sesini duyduğumda irkilerek döndüm. Elinde çamaşır sepetiyle dikildiğini gördüğümde yorgun bir şekilde gülümsedim

Free • (Harry Styles)Where stories live. Discover now