15.Bölüm

2.4K 81 42
                                    

Gözlerimi açtığımda hissettiğim ilk şey sıcaklık oldu. Muhtemelen beni uyandıran da buydu.

"Hm-arry?" Vücudumun ilk tepkisi doğal olarak serinlemeye çalışmak yönündeydi ama sıcaklığın kaynağı buna kolay kolay izin verecek gibi durmuyordu. Zira kendisi 1.80 boyu ve azımsanamayacak cüssesiyle tüm vücudumu sarmıştı. Harry tam arkamda, tıpkı uyuduğumuz pozisyonda derin nefesler alıyordu.

Bu onun yanında ikinci kez uyanışımdı ve yaşattığı heyecan ilkinden az değildi. Hayatımda gördüğüm en güzel adam tam yanımda, benim yatağımdaydı ve kolları gövdeme sarılı, bacakları bacaklarıma dolanmış bir şekilde mışıl mışıl uyuyordu. Duş jelinin ve şampuanın etkisi azalmış, odayı ona has o güzel koku doldurmuştu. Ev tuhaf bir şekilde sessizdi ve güneş ışıl ışıl parlıyordu. Bu işte bir terslik vardı.

Vücudum hala Harry'ye yaslıyken, kolumu başucumdaki çekmeceye uzatıp telefonumu aldım. Saat 12.47'yi gösteriyordu.

"Harry." Boynumu ona hafifçe çevirerek seslendim ama tepki vermedi. Bu vakitten sonra okula yetişmeye çalışmanın bir yararı olmazdı ama yine de uyumaya devam edemeyecek kadar suçlu hissediyordum. Bir önceki hafta yeterince ders asmıştım ve yeni dönem başladığından beri konu kaçırmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum.

"Harry." Kollarının arasında olabildiğince dönüp sırtüstü pozisyona geçtim. Onu uyandırmamak gibi bir derdim olmadığından kollarını ittirerek gövdemi tamamen ona çevirdim. Kıpırdanarak yüzümü yüzünün hizasına getirip kollarımı beline sıkıca sararak dudaklarımı onun koyu pembe dudaklarına yavaşça bastırdım. Vücudu anında bana tepki verdi ve zaferle gülümsedim.

"Sarah?" İçimi bir tuhaf eden sabah sesi kulaklarımı doldurunca yüzümü ondan biraz uzaklaştırıp kendine gelmesi için fırsat verdim. Ben artık alışkanlık olduğu üzere psikopat gibi yüzünü incelerken grimsi yeşil gözlerini açtı, kapattı, yüzünü buruşturdu ve tekrar gözlerini açtı.

"Ne oldu?" Anın büyüsüne kendimi fena kaptırmıştım. Uyanışını izlemek, kulağa her ne kadar aptalca gelse de büyüleyiciydi. Bu sefer uykusuzluktan değil, fazla uykudan şişmiş gözleri ve vücudumun her yerinde hissedebildiğim sıcaklığıyla o mükemmeldi. Her şeyiyle kusursuzdu.

"Sarah, yine gözünü dikip bakıyorsun." Dişlerini göstererek güldü. Tanrım, yine utanıyordum. Yine neden utanıyordum?

"Alarm?" Kaşlarımı çattım. "Okulu kaçırdım. Hayır, okulu kaçırdık. Saat bire geliyor. Alarmım çalmadı mı?"

"Ha o gerizekalı alarmın..." Güldü. "Elbette çaldı ama sen uyanmayınca kapattım." Hiçbir suçu yokmuş gibi omuzlarını silkti. Alarmı kurmamın besbelli bir nedeninin olduğuna, zil sesini o duyduysa ve ben duymadıysam beni uyandırması gerektiğine, normal insanların böyle yapacağına dair bir nutuk çekmeye niyetlendim ama bir faydası olmayacağını biliyordum. Çok yüksek ihtimal, ben ciddiyetle konuşurken suratıma karşı utanmadan gülecek ve nefes almak için sustuğumda beni öperek dikkatimi dağıtmaya çalışacaktı.

"İnanılmazsın." Bezgin bir sesle kafamı salladım.

"Doğru diyorsun ama bunu zaten biliyorum." Salak salak sırıttı ve dudaklarıma minicik, tüy kadar hafif öpücükler kondurmaya başladı.

Free • (Harry Styles)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ