64. Bölüm "TAN VAKTİ Part/1"

58.9K 2.5K 2.7K
                                    

64. Bölüm "TAN VAKTİ"

🎼

Geçmiş...

"Abi!" diye seslendi fısıltılı bir ses tonuyla. Yere çarptığı çıplak ayaklarından parkeye yayılan tok ses odanın içine dağılarak fısıltılı seslenişini bastırdı. Bakışları hızlıca arkasında bıraktığı aralık kapıyı çevirdikten sonra "Poyraz yine bana meyveli sulardan verdi." Diye ekledi.

Aralık kapıdan görebildiği kadarınca evde kimsenin uyanmadığına ikna olduğuna anda bakışlarını önüne çekerek odanın içine doğru ilerlemeye devam etti.

Zar zor attığı birkaç adımından sonra küçük ellerini birleştirerek karnının hemen altına sıkıca bastırdı. Aynı şekilde bacakları da sıkıca birbirine bastırmıştı. Küçük yüzü, huzursuz halini gün yüzüne sermiş sevimli bir hoşnutsuzluğa bürünmüştü.

"Çok sıkıştım!" Dedi, hafifçe yerinde zıplayarak.

Aybars, henüz Umay odanın kapısını açtığı anda uyanmış hızlıca yatakta oturur pozisyona gelmişti. Yüzünde oluşan endişesi her zamankinden daha belirgin bir hal almıştı.

Buna neden olan şey ise; Poyraz'ın öz annesi Behice'nin, Umay ve Aybars'ın aynı odada yatmasına müsaade etmemesiydi. Aybars'ın endişesi her geçen gece de katlanarak artmıştı. Umay'ın küçük bir anlığa korkmuş olduğunu düşünmesi dahi kalbine ağır işkenceler sunuyordu.

Diğer yandan kardeşinden ayrı uyumayı kabul etmek zorunda kalmıştı. Çünkü Umay, birkaç ay sonra ondan çok uzaklara gidecekti. Bu yokluğa ikisinin de alışması gerekiyordu.

Umay'a attığı kısa bir bakışın ardından küçük kızın sızlanmasana neden olan şeyi anladı. Bir eliyle alnına dökülen saçları geriye iterken çatallı ve huzursuz bir ses tonuyla araladı dudaklarını.

"Sana Poyraz itiyle çok konuşma demedim mi?"

"Ama abi" diyen Umay, kelimeleri uzatarak devam etti. "Behice anne izin vermiyor ki meyveli sulara. Poyraz abim de geceleri gizli gizli veriyor." Bacaklarını iyice birbirine bastırdı. Oldukça zorlanıyordu ama abisini de bir şekilde ikna etmesi gerektiğini düşünüyordu.

Aybars, gecenin karanlığına gizlediği gülüşü ile yavaşça yerinden doğruldu. "Gel bakalım, benim küçük yavrum" derken ellerini ileriye doğru uzattı. Umay'ın iki büklüm olan halinden yürüyemeyeceğini anlayabiliyordu.

"Ol-maz!" Dedi Umay, yeniden olduğu yerde zıplarken. "Behice anne dedi ki senin beni tuvalete götürmen çok ayıpmış." Altına kaçırdı kaçıracaktı... "Çok ayıp abi çok!"

Derin bir soluk verdi, Aybars.
"Abilere ayıp olmaz, gel hadi."

Umay, bedenini hafifçe öne doğru eğerek huzursuzca inledi. Evin kilerinde bulduğu makasla kestiği kumral saçları, yüzünün iki yanına dökülmüştü. Bir ayağını kaldırarak, bacaklarının daha da sıkı olması adına diğer ayağının üzerine bastırdı. Öne eğik halde bir süre bekledi. Yeniden doğrulmaya başladığı anda "Tuvalette çok batırırsam da ayıp olmaz mı?" Diye sordu.

"Gece gece!" diyen Aybars'ın sesinde bariz belli olan bir şaşkınlık vardı.

"Ama abi!" Başını geriye doğru yatırarak küçük yüzünü tamamen ortaya çıkardı. Alttan bakan parlak gözleri karanlıkta dahi kendini belli edecek bir güzellikteydi. "Behice anne kek yememize de izin vermiyor ki. Her şey zararlı diyor!"

ONA İNANMA Where stories live. Discover now