64. Bölüm "TAN VAKTİ Part/2"

52.8K 2.7K 1.7K
                                    

Bundan sonraki bölüm final 🥺 Neredeyse tüm sırlar finalde ortaya çıktığı için tahmin edersinizki bayağı da uzun bir bölüm bekliyor sizi. Sıkılanlar olur diye de zamanında üç bölüm şeklinde ayırarak yayımlamıştım yine öyle yayımlayacağım. Yalnız finalde birkaç değişiklik yapacağım o yüzden pazartesi gelmez. Bölümler ayrı ayrı olsa da hepsini aynı günde yayımlayacağım. Gününü duyururum. Bir de bu kadar geç gelmez bölüm kendinizi hazır ederseniz o güne 35klık bir final sizi bekliyor olacak 😋
Buraya kadar eşlik eden desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederim. Yeni yılınız şimdiden kutlu olsun. Umarım hepimiz için çok güzel bir sene olur. Sizi seviyorum🥹❤️
Duyurular için: Instagram/wattpad: hayalleriminbaskenti

🎼

Devam bölümü...

Ani bir hareketle yerimde sıçradım. Göz kapaklarım yırtılırcasına aralanmıştı. Kabusun üzerimde bıraktığı titreme bedenimi ele geçirmiş vücudum dinmek bilmez bir hız ile sarsılıyordu. Sarsıntım öyle kuvvetliydi ki Aybars'ın da uyunmasına neden olmuştu.

"Ne oldu?" Dedi, telaşla yattığı yerden doğrularak.

Göğüs kafesim üzerine bastırdığım ellerimi hızlıca geriye çektim. Avuç içlerimin ikinci hedefi Aybars oldu.

"Kabus gördüm!" Dedim, nefes nefese. Aramızdaki mesafenin kapanmasından korkuyordum. Hafifçe geriye çekildim. "Soluklanayım biraz, kendime gelirim."

"Ne gördün?" Dedi, merakla.

Başımı hızlıca olumsuz anlamda salladım. "Deniz ile konuşmuştuk. Sen önce ne konuştuğumuzu sordun sonra elinde bir bıçak vardı..." Ürkek bakışlarım hızlıca ellerine kaydı. "Vakti geldi dedin..."

"Deniz ile mi konuştun sen?" Derken yatağın içinde hareketlenerek aramızdaki mesafeyi kapattı.

Başımı hızlıca olumlu anlamda salladım. "Sen ne konuştuğumuzu sordun sonra-"

"Ne konuştunuz?"

Derin derin soluklandım. "Sonra tan vakti dedin."

Ağzımdan kaçırdığım sözlerin ardından dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. Ürkek bakışlarım, Aybars'ın kara gözlerini buldu.

Bakışları aniden değişmişti. Karanlığın içinde pusu kuran gerginliği çehresini ele geçirdi.

Deli gibiydi.
Aslında hep öyleydi.

Ellerini aniden ileriye doğru uzattı. Parmakları ince boynumu kıracak bir güçle sardı. Nefesim yeniden kesildi. Bedenini üzerime doğru eğdi. Nefes almak için ufacık bir ümidim kalmamıştı. Bedenimi büyük bir küvette onun ağırlığından kurtardım. Yatakta geriye doğru kayarken uç kısma geldiğimi fark edemedim.

Yatağın kenarından düşerken adeta gökten yere düşmüş gibi çığlıklar eşliğinde uyandım. Aybars'ın başı delicesine çırpınan kalbimin üzerindeydi. Kolunu da aynı şekilde göğüslerimin üzerinde atmış parmak uçları yatağın yumuşa yüzeyine değerken dirseği soluk boruma baskı uyguluyordu.

Odanın içinde yankılanan çığlıklarımla hızlıca doğruldu.

Üst üste gördüğüm kabusların ardından bu kez de gerçekliğinden emin olamadım. Yeni bir çığlık eşliğinde hızlıca yataktan kalktım.

"Dokunma bana!"

Dehşet içinde araladı gözlerini. Aramızda açtığım mesafeyi kapatmak için harekete geçtiğinde yeni bir çığlık attım.

ONA İNANMA Where stories live. Discover now