63. Bölüm "ALEV ALEV"

74.4K 2.9K 3.1K
                                    

63. Bölüm "ALEV ALEV"

🎼

"Kıçım dondu!"

"Kıçın açık dışarıya çıkarsan donar işte!" Diye haykıran sesine aldırmadan koşar adımlarla evin içine girdim.

Hava öylesine soğuktu ki bahçenin uzun, dar yolunu, burnumda kalan kızarıklıkla aşmıştım. Şimdi evin sıcaklığı bacaklarımdan yukarıya bir yılan gibi tırmanarak tenimi sızlatıyordu.

"Dondum!" Dişlerim takırdıyordu. "O Sarışın hep bilerek bu elbiseyi verdi bana!"

Kapıyı kapatarak üzerindeki deri cekete uzandı. "Senin aklın yok muydu?" Dedi, üzerindeki ceketi çıkararak.

"Yoktu!" Kollarımı göğsümde çaprazladım. "Akıl mı bıraktın!"

Başını hafif bir açıyla yan çevirerek homurdandı. Hemen ardından ceketini vestiyere asarak yere sertçe bastırdığı adımlarıyla yanıma ilerledi.

Göğsümde çaprazladığım ellerimi yavaşça aşağıya indirdi.
"Çıkar şunları da sıcak bir duş alalım, hasta olacaksın."

Parmaklarım bilinçsizce onun parmaklarına dolandı.

"Sahtekar," dedim, alttan bakışlarımı gözlerine sabitleyerek. "Benden faydalanacaksın, değil mi?"

İnceler bakışlarla yüzümü eşeledi.  "Hmm." Parmak uçlarımı hafifçe çekiştirerek bedenlerimiz arasındaki mesafeyi sıfıra indirdi.

"Çok zeki bir kızsın."

Göğsüm onun sert göğüsüne çarptığında derin bir soluk çekti içine.

Parmak uçlarımda esnedim. "Sana alışan bir kızım."

Seslice yutkundu.
"Bana" dedi, tek nefeste. "Bence tam alışamamışsındır."

Tek bir hamle ile parmak uçlarını saran ellerimden kurtuldu. Serbest kalan ellerinin ikinci hedefi doğruca belim oldu.

Elini belimin üzerine yerleştirerek bedenimi sertçe kendi bedenine bastırdı.

Tüm kıvrımlarımda onu hissediyordum.

Yetinmedi.

Diğer kolunu da belimin etrafına sararak ellerini kelepçe gibi birbirine doladı.

"Şimdi olmaz!" Dedim, tedirginlikle çırpınarak. "Birisi gelir."

Sanki ardımızdaki kapı açıkmış gibi küçük bir çaba ile bakışlarımı onun geniş göğsünden sıyırıp kapalı kapıya bakmaya çalıştım.

Bedenimi sert bir hareketle yeniden bedenine çarptı.

"Ne olmaz?" Diye sordu dikkatle gözlerimin içine bakarak.

"Şey," nafile bir çaba ile çırpındım. "Gece yaptığımız şey işte." Dedim utançla.

"Ne yaptık gece?"

Artık hiç üşümüyordum. Yanmaya başlamıştım.

"Birlikte olduk." Dedim tek nefeste.

"Yanlış." Belimin üzerinde birbirine bağladığı ellerini çözdü. Avuç içlerini bel boşluğuma yaslayarak ellerini yavaşça aşağıya doğru kaydırdı.

"Birbirimizin olduk." Dedi, kısık, tenimi karıncalandıran talazlı bir ses tonuyla. "Ama birbirimize doymadık."

Ellerini baldırlarımdan dizime doğru sürttü. Dizlerime yaklaştıktan sonra avuç içlerini yeniden yukarıya, kalçama doğru yol aldırdı.

ONA İNANMA Where stories live. Discover now