7-Çerçeve

4.2K 445 78
                                    

"Uyandın mı? Günaydın."

"Sen eve nasıl girdin?" dedim ayağa kalkıp, çalan kapıyı açmaya giderken.

"Sinan ne olur ne olmaz diye yedek anahtarlarından birini bırakmıştı. Kapıyı çaldım, açmayınca merak ettim."

"Kaçta geldin ki? Ben zaten çok geç yattım." dedim şüpheyle.. Can bire gelirken gitmişti binanın önünden. Ben de muhtemelen bir buçuk gibi uyumuştum..

"Sanırım ikiyi geçiyordu." dedi Barış. Kapıyı açıp karşımda Sinan'ı gördüğümde gülümsedim.

"Hoş geldin."

"Ağaç ettin yine beni. Barış, sen de mi buradaydın?"

"Aynen, çıkıyordum ben de şimdi." dedi Barış.

"Otur otur, tazecik simit aldım. Ihlamur da var, hemen demleyeyim."

Sinan mutfağa geçerken ben de arkasından gittim. Barış'la aramızdaki tuhaf durumlar beni geriyordu.

"Anahtarımı neden veriyorsun Barış'a? Bana sordun mu?"

"Hastaydın, bir şey olsa nasıl haberimiz olacaktı?"

"Telefon denen bir şey var Sinan."

"Çok açıyorsun da sanki. Şarjın bile yoktur Allah bilir. Barış burada mı kaldı?"

"Kalmış.. Kapıyı çalmış ama duymamışım, merak etmiş."

"Ve?"

"Ve uyuyakaldım birader. Amma uzattınız." dedi Barış mutfağa girip simitten bir parça alarak.

Sinan, ıhlamuru demleyip birer bardak verirken sessizlik çökmüştü. Peynir ve zeytin çıkarıp masanın üzerine bıraktım ama benim bir tane sandalyem vardı ve o da içerideydi..

"Bana geçelim, oturacak yer yok burada." dedi Barış. Toparlanıp karşı daireye geçtiğimizde Gülşen'in kokusu dolmuştu yine ciğerlerime. Neden bu kadının kokusu midemi alt üst ediyordu?

"İyi misin?" dedi Sinan.

"İyiyim." dedim kendimi sandalyelerden birine bırakıp.

"Kendini kötü hissedersen söyle, bugün de gitme okula istersen." diyen Barış'a, ters bir bakış attım. Kötü hissetsem de ona söyleyecek değildim. Ayrıca evet, çok kötü hissediyordum. Hem de çok.

"İyiyim dedim."

"Aman bir şey demedik! İyisin belli dilin uzamaya başlamış."

"Bütün gün neredeydin? Gece ikide mi gelebildim aklına?" Kızım Melisa.. Bu nereden çıktı şimdi Allah aşkına?

"Bir orman yangını başlamıştı, güç bela kontrol altına aldık." dedi ıhlamurunu yudumlayıp.

Gülşen'e de onu mu anlatıyordun, kahkaha atıyordu? demek istemiştim ama sustum.. Sana ne Melisa? Ah Melisa, sana ne!

"Sonra da kendi yangınımı söndüreyim mi dedin?" diye soruverdim birden.

"Ne?"

"Gülşen'in kahkahaları yankılanıyordu da apartmanda. O yüzden.." Sinan, boğazına takılan simit parçasını öksürerek atmaya çalışırken Barış'ın gülümsediğini gördüm. Bir de pişkin pişkin sırıtmıyor muydu?

"Melih Bey seni aradı mı Melisa?" dedi Sinan. Ne alakaydı ki şimdi? Hem adam beni ne diye arasındı Allah aşkına?

"Yo, neden?" dedim gayet normal bir tavırla. Sanırım Sinan konuyu değiştirmeye çalışıyordu.

Katre ve KorWhere stories live. Discover now