30-Zaman

3.1K 335 605
                                    

"Şimdi Barış'ın evinde ablamı mı göreceğim?" dedi Mert'in neşeli sesi.

"Evet dedim ya Mert? Daha kaç kez soracaksın?" dedi Ediz.

"Kötü adamlardan kurtulmuş mu?" diye sordu bu sefer de.

"Evet abicim, kurtulmuş."

"Bir daha asla gitmeyecek miymiş?" dedi Mert.

"Mert.." dedi Ediz bıkkınlıkla.

"Ablanı görmek istemiyor musun? Neden durdun?" diye eklediğinde sesleri oldukça yakınımızdaydı.

"Ya orada değilse? Ya yine Barış gibi hayalli şeyler görürsem abi?" dedi Mert çatallaşmış sesiyle.

"Korkuyorum.." diye ekledi durmadan.

"Ağlama.. Sana söz veriyorum öyle bir şey olmayacak. Şimdi bu kapıdan gireceğiz ve Melisa'ya sımsıkı sarılacağız."

"Hiç ayrılmayacakmış gibi mi?" dedi Mert hevesle.

"Gibisi fazla." dedi Ediz.

"Hay s***m. Yine alacak seni yanına." dedi Barış mırıldanarak. Ben yine anlamamıştım..

Karşımda önce Ediz belirdi. Tuttuğu minik elin sahibi henüz kendini göstermemişti. Bir an sonra, o da Ediz'in yanındaki yerini aldı. Gözlerini sımsıkı yummuştu.. Onlara doğru yürüyüp, tam Mert'in önünde dizlerimin üzerine çöktüm. Ediz, onun elini bıraktığında Mert telaşa kapıldı ama gözlerini açmadı.

"Ablamın kokusu bu.." dedi Mert. Herkes öyle sessizdi ki, hızlanan kalp atışlarını rahatça duyabiliyordum.

"Mert?" dedim gözlerini açması için yalvaran bir sesle.

Gözlerini açıp ellerini ellerimden kurtardı ve yanaklarıma yasladı avuç içlerini.. Onu hatırlıyordum.. Onun her anını ezbere biliyordum.. Bebekliğini, ilk kez abla deyişini, ilk adımlarını.. Okula ilk başladığı günü.. En çok da açlıktan ağlayışı çınlıyordu şimdi kulaklarımda..

"Mert.." dedim avuç içlerini öpücüklere boğarak.

"Abla! Abla buradasın! Sahicisin sen!" dedi Mert boynuma atılırken.

"Buradayım kuzucuk.. Buradayım, yanındayım!" dedim hasretle onu sımsıkı sarmalarken. Sanki soyutlanmıştı herkes ve her şey.. Sadece o ve ben vardık.. Biz iki yorgun savaşçı, iki yorgun yürek.. İki kardeş..

"Abla." dedi Mert birkaç kez üst üste. Sanki inanmak istiyordu hâlâ buna.. Geri çekilip yanaklarıma öpücükler konduruyor, sonra yeniden sarılıyordu bana sıkı sıkı.

"Yedin bitirdin lan kızı! Eşek sıpası!" dedi Sinan ve ardından burnunu çekti. Başımı kaldırıp onlara baktığımda hepsinin yüzünün ıslak, burunlarının kızarık olduğunu gördüm.

"Ne sümüklü çıktınız siz de yahu?" dedim gülümsemeye çalışarak.

"Dedi, iki saattir gözlerinden denizler akıtan Kayıp Balık Nemo." dedi Sinan. Sonra etrafındakilere baktı, gözü Yağmur'a takılınca kaşları çatıldı.

"Benim çiçeğimi de ağlatmışsınız ama!" dedi sitemle.

"Hadi bakalım, ekip tamamlandığına göre parti vakti!" dedi Elif.

"Ne partisi?" dedi Barış şaşkınca.

"Kutlama şeysi. Kavuşma partisi işte canım." dedi Elif.

"Senin tek Can'ın benim." dedi Can onu kendine çekerek.

"Çocuk var çocuk." dedi Elif kendini ondan kurtarırken.

Katre ve KorDonde viven las historias. Descúbrelo ahora