40-Her Son, Bir Başlangıç

4.8K 324 455
                                    

Heyecanım, beni kalpten götürmeden önce düğünümü görebilecek miydim merak ediyordum.. Barış, sabahtan beri milyon kez aramış ve neyi nasıl alması gerektiğini sormuştu.. Kızlar, beni bir an olsun yalnız bırakmadığı için, Barış'ın onuncu arayışını Elif sitemle cevapladı.

"Barış! Vallahi bunaldım. Bir işimizi halledemedik senin yüzünden. Git Nevzat Usta'ya sor, o bilir her şeyi. Rahat bırak şu kızı artık. Hazırlanıyoruz yahu!"

Elif'in serzenişine sırıttığımda bir sabır çekti ve ofladı. Sonra telefonu kulağından uzaklaştırıp bana döndü.

"Kaç tane gül alsın?"

"Ne bileyim Elif? Alsın işte bir iki tane." dedim omuz silkerek. Yağmur, telefonu Elif'in elinden kaptı hemen.

"Barış kuşum, Yağmur ben. Beş yüz tane alsan yeter. Ama doğru saydığından mutlaka emin ol. Çünkü biz de sayacağız, adettendir. Hadi sana kolay gelsin, zaten bizim de işlerimiz var. Akşama görüşürüz." Elif şükür diyerek önüme geçip makyajıma devam ederken ben şaşkın şaşkın Yağmur'a bakıyordum.. Beş yüz mü demişti biraz önce?

"Yağmur.. Beş yüz gülü ne yapacağız Allah aşkına?"

"Hiç kıza hesap sorma Melisa, valla bir kez daha ararsa ömrünce yemediği kadar küfür yiyecek benden! Can'ım bile yanımda masum kalır. O kadar diyeyim sana." dedi Elif.

"Damat o, zorluk çekmeden kız mı alınır hem? Saysın bir zahmet." dedi Yağmur.

"Valla sizden korkulur.. Yazık benim sevgilime. Onca koşturmacanın içinde, bir de oturup gül sayacak." dedim üzülerek.

"Sinan öküzü yardım eder ona, sen hiç üzülme." dedi Yağmur ve o da saçlarımı yapmaya koyuldu. Ama çekiştirerek..

"Sinan'a kızgınsın biliyorum ama acısını saçlarımdan çıkarmasan olmaz mı Yağmur kuşum? Az daha çekersen kopacaklar ve kel bir gelin olacağım; ki bunu hiç istemem." dedim acıyla.

"Ay.. Özür dilerim.. Bir an kendimi kontrol edemedim. Aklıma geldikçe deliriyorum.."

"O gün, Sinan arkandan geldiğinde çözeceğinizi ummuştum." dedim ama Yağmur'un hemen gözleri dolmuştu.

"Ben de 'öyle demek istemedim' diyeceğini sanmıştım ama yok.. Fikrini savunmaya devam etti. Beni ikna etmeye çalıştı falan. Ne bekliyor anlamıyorum ki.. Ömrümüzün sonuna kadar sevgili kalacakmışız gibi konuşuyor benimle."

"Öyle demedi aslında.. Kendini hazır hissetmiyor belli ki."

"Keşke o kadar kolay olsa Melisa. Delilik olarak görüyor evliliği.. Allah aşkına, evlilik demek stres demek mi sadece? Sabahtan beri yaşadığınız tek şey stres görünümlü heyecan.. İleride hatırlayıp gülümseyeceğiniz tatlı heyecanlar.. Evlilik meraklısı olmasını istemem de beklemem de. Ama Sinan evlilik karşıtı. İşte bunu anlamam mümkün değil."

"Bu kanıya nereden vardın?" dedi Elif.

"Açıkça söyledi, istemediğini ve düşünmediğini.. Belirsizliği beklemek bana göre değil. Sanırım bu yüzden yaşadıklarımıza bir son vereceğim. Belki de çoktan vermişizdir, onu da bilmiyorum ya, neyse.."

"Can istemeseydi ben de çok üzülürdüm. Ama beklerdim biliyor musun? Kâğıt üzerindeki iki imzadan çok daha fazlasıyız çünkü biz.. Siz de öylesiniz, inan bana. Bu kadar kolay kestirip atma."

"Ben bu kadar iyimser değilim bu konuda. Bilmiyorum belki de bu benim kırmızı çizgimdir. Kalbim çok kırık ve daha fenası; çok umutsuz hissediyorum.. Kendimi değersiz hissetmeme sebep oluyor söyledikleri. Biraz da böyle denememiz gerektir belki de.. Ayrı yollarda.."

Katre ve KorWhere stories live. Discover now