31-Narkoz

3.1K 323 619
                                    

Mert, uyumayı ve benden ayrılmayı reddedince onu da hazırlayıp evden çıktık. Barış'ı arayıp beni almaya gelmesine gerek olmadığını, abimle geleceğimi söyledim. Biraz bozulsa da hiçbir şey söylememişti. İkisi arasındaki bu gerginliğe bir an evvel son vermek istiyordum.. Ben yokken ne yapmışlardı bunlar Allah aşkına?

Barış'ın evine vardığımızda kapıyı Elif açtı. Mert ona sarılırken biz de gülümseyerek içeri geçtik. Ediz'i es geçmeyeceğime söz verdim diye Barış'a biraz mesafeli duracaktım ama zaten Mert de o da yanımdan ayrılmıyordu ki yaklaşayım.. Barış'ın kendi kendine homurdanmasını duymazdan geliyordum mecbur..

Bu aksiliğe rağmen gecemiz güzel geçiyordu. Önce hep birlikte yemek yedik. Bu ev bu kadar insan için biraz küçüktü açıkçası ama mutluyduk.. İlerleyen saatlerde Yağmur bir müzik açtığında, Can, Elif'in elini kavrayıp onu dansa kaldırdı.

Mert, dizlerime yatmış uykuya direniyordu.. Çok geçmeden gözleri kapandığında onu kucağıma alıp içeri yatırdım. Tam odadan çıkıp bizimkilerin yanına geçecekken Mert bana seslendi."

"Abla.." dedi gözleri kapalı..

"Buradayım kuzucuk." dedim. Yeniden yanına gidip yatağa oturdum ve saçlarını okşadım.

"Hani sen her şeyi unutup beni hatırlamışsın ya?" dedi fısıldar gibi.

"Evet.. Sen süper kahramansın ya?" dedim gülümseyerek.

"Ben de bir gün her şeyi unutsam seni asla unutmazdım. Abimi de unutmazdım.. Ama.." dedi ve sustu. Gözlerini açıp yüzüme baktı ve güçlüce yutkundu..

"Ama?" dedim ve devam etmesi için ellerini tutarak ona cesaret verdim.

"Ama annemi ve babamı unutuyorum.." dedi büyük bir pişmanlıkla.

"Annem çok üzülüyordur değil mi?" diye eklediğinde gözünden süzülen yaşı sildim usulca.

"Annem de, babam da senin kalbinden geçenleri biliyorlar Mert. İkisi de, senin onları asla unutmayacağını çok iyi biliyor. Yüzlerini unutabilirsin ama ne senin onlara olan sevgini ne de onların sana duyduğu sevgiyi asla unutmayacaksın.."

"Önceden rüyalarıma geliyorlardı.. Artık gelemiyorlar çünkü.. Çünkü onları hatırlayamıyorum.." dedi ve kapandı gözleri.. İyi ki de kapandı, çünkü ona verebilecek bir cevap bulamamıştım. Evimizin yandığını biliyordum ama bir tane bile fotoğraf bulamaz mıydık sahiden?

Odadan çıkıp içeri geçtiğimde Barış kollarını açıp yanına gelmemi istedi. Düşünmeden yanına oturup başımı omzuna yasladığımda Ediz rahatsızca yerinde kıpırdandı.

"Mert uyudu mu?" dedi bakışlarını karşıdaki duvardan çekmeden.

"Uyudu." dedim Barış'ın omzundan kalkıp arkama yaslanarak. Bu kez de Barış homurdanmaya başlamıştı..

"Ben onu alıp eve geçeyim. Bir iki saate seni almaya gelirim." dedi ayaklanarak.

"Ben bırakırım, gelmene gerek yok." dedi Barış. Ediz başıyla onayladı ve montunu giyip, Mert'i yatırdığım odaya girdi. Ben de arkasından gittim. Abisinin kucağına gömülmüş kardeşimin üzerine montunu sıkıca sardım ve arabaya kadar onlarla yürüdüm. Ediz, Mert'i arka koltuğa yatırıp kapıyı kapattı ve bana döndü.

"Dikkatli git." dedim konuşmasına fırsat vermeden.

"Siz de dikkatli gelin. Mümkünse on ikiyi geçmesin." dedi ciddiyetle.

"Yoksa arabam balkabağına mı dönüşür?" dedim gülümseyerek.

"Melisa.."

"Anladım.. Yeniden Külkedisi olmadan evde olacağım. Söz." dediğimde Ediz'in kaşları çatıldı.

Katre ve KorWhere stories live. Discover now