"Ne zaman çıkacak ya, çatladık burada!" dedi Yağmur.
Hastanenin koridorunda, Elif'in, hamilelik testinin sonuçlarını bekliyorduk.. Kendinden şüphe ettiğini ama Can'ı yok yere heyecanlandırmak istemediğini söyleyip onunla gelmemizi istemişti. Bu aralar ben de kendimi pek iyi hissetmediğim için genel bir tahlil vermiştim ama her şeyden çok, Elif'in sonucunu merak ediyorduk hepimiz.. Tahlillerimin ardından kontrol amaçlı olduğu söyleyerek, birkaç cihaza daha sokmuşlardı beni.
Elif heyecandan yerinde duramazken, Yağmur onu yatıştırmaya çalışıyordu. Bizden kısa bir süre sonra evlenmişlerdi Can'la. Sinan ve Yağmur, ayrı yollarda yürümeye devam etseler de bir araya geldiğimizde en azından bir iki kelime ediyorlardı.. İkisi de hayatına kimseyi almamıştı ve ben, alacaklarını da hiç sanmıyordum.
Uzun bekleyişimizin ardından, nihayet Elif'in ismi okununca üçümüz birlikte girdik doktorun odasına..
"Oturun lütfen." dedi kadın gülümseyerek.
"Sonuç nedir? Elif kuşum hamile mi?" dedi Yağmur merakla.
"Evet.. Tebrik ederim Elif Hanım. Yaklaşık dört haftalık hamilesiniz." dedi kadın. Sevinçle birbirimize sarıldığımızda bir an için 'acaba' dedim.. Acaba bizim de bir bebeğimiz olsa..
"Melisa Hanım.. Sizin de sonuçlarınız çıktı." dedi doktor bana dönüp.
"Öyle mi?" dedim heyecanla.. Sanırım Elif'i böyle görünce ben de içten içe istemiştim.. İmkânsız da sayılmazdı..
"Ay, yoksa Melisa kuşum da mı hamile?" dedi Yağmur. Ben kocaman gülümsedim ama doktorun yüzü pek gülmüyordu şimdi.
"Bir sorun mu var doktor hanım?" dedim endişeyle.
"Melisa Hanım.. Öncelikle size birkaç şey sormak istiyorum. Dilerseniz yalnız da konuşabiliriz."
"Hayır.. Hayır arkadaşlarımın yanımda olmasını istiyorum." dedim korkuyla.
"Sakin ol Melisa.. Bir şey yok." dedi Elif elimi tutup.
"Fiziksel bir şiddete maruz kaldınız mı ya da ağır, psikolojik ilaçlar kullandınız mı daha önce?" dedi doktor. Kalbim hızlanmaya başladığında Yağmur da diğer elimi tutup güç vermek istercesine sıktı.
"Ben.. Evet ama çok uzun zaman oldu." dedim.
"Bu gibi durumlarda, ne yazık ki ileriye dönük problemlerle karşılaşabiliyoruz.. Vücudun direnci, fiziksel müdahalenin ağırlık derecesi, kullanılan ilaçların dozu-"
"Lütfen.. Lütfen söylemek istediğiniz asıl şeyi söyleyin." dediğimde kadın derin bir nefes aldı.
"Ne yazık ki sizde, tedavisi olmayan bir infetilite yani diğer bir deyişle; kısırlık durumu mevcut.."
Daha ağır hiçbir acıya şahit olmamıştı benim kalbim. Yaşadığımı sandığım hiçbir acının aslında acı olmadığını şimdi anlamıştım. Gözlerim dolmamıştı, yanaklarımdan yaşlar süzülmemişti ama ben mütemadiyen ağlıyordum..
Ellerimi kızlardan kurtarıp karnıma doladığımda, sesler bir uğultudan farksızdı benim için.. Neydi anneliğimi benden çalan? Üç beş kâğıt parçası mı? Asla benim olmayan, lanet paralar mıydı kalbimi söküp avuç içlerime bırakan?
Pek çok şeydim ben.. Eş, küçük bir kız kardeş ya da abla, arkadaş, dost, evlat.. Teyze bile olacaktım hatta! Ama asla bir anne olamayacaktım. Bunun, bir kadın için ne anlama geldiğini anlayabiliyor musunuz? Hiç sanmıyorum..
"Güzelim.. Sevgilim, bak bana.." dedi Barış. O ne zaman gelmişti? Şimdi ona ne diyecektim? Benim yüzümden, asla baba olamayacaksın, mı? Biz ne ara koridora çıkmıştık?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katre ve Kor
RomanceBedeni alevlerin arasındayken öylece durup bana bakıyordu ormanı anımsatan gözleri.. Sanki hiç acı çekmiyordu, sahiden de ateşin ta kendisi olabilir miydi? "Melisa!" dedi endişeyle. Kaçmamı istiyordu biliyorum. Okyanusa atlayıp kendimi korumamı.. Am...