daddie | jinkook ⏳

79

Pörpıl in the your phone ✌🏻

🎴Jungkook's POV🎴

"Jungkook'u alırım..."

Duyduğum cümlenin doğruluğunu test etme ihtiyacına girmeseydim şayet, kendime mani olmaz masayı yüzüne doğru savurup öfkemi atardım. Lakin dediğini doğrulamak ister gibi aptal aptal tekrar etmiştim.

"Beni mi? Jin'i istediğini sanıyordum."

Dudaklarım arasından çıkan cümlenin, çıkana kadar o kadar da kötü olmadığını düşünüyordum ama çıkınca midemden yükselen tiksinç hissi gözlerimi kapatıp başımı iki yana sallayarak geçirmeye çabaladığımda gerçekten kötü olduğunu idrak ettim.

"Biraz eğlenmekten zarar gelmez," dedi laubali bir gülüşle bana kur yapıyordu "sevişiriz ve babacığımızda bizi izler tavşancık."

Etraftan yükselen bir uğultunun ardından Jin, ellerini masaya vurmuş daha demin masaya dizdiği kartların yerinden dağılmasına sebep olmuştu. Taehyung ürkerek sandalyede geri yaslandı. Bense sadece ağzım açılmış olup biteni izleyen konumuna düşmüştüm.

"İleri gidiyorsun Vante! Eşimi pis fantezilerine alet etmene izin vermeyeceğim!"

Eşimi...

Öfkeyle damarları belirginleşmiş Jin'in karşısında rahat bir tavırla oturan Taehyung'a bağırmasıyla yutkunmayı unuttuğumu farketmiş istemeye istemeye hiç içmediğim içkimden bir yudum almıştım. Alkolün tadı genzimi yakıp kulaklarımdan bir uğultu çıkmasına sebep olmuştu. Sadece bir yudum almıştım ama beynimde şimşekler çakmış gibiydi.

"Her neyse, sadece bir ödül almam gerektiğini düşündüm. Jungkook istemezse onu zorlayacak değilim, hem zevkli olmazdı. Ayrıca," dedi tek kaşı kalkmış bir sigarayı dudakları arasına bırakmıştı. Birkaç adam çakmağını yakıp onun için uzandığında sigarasını yakıp dumanı üfledi havaya. "hangimizin fantezileri daha pis, Jinnie?"

"Seni defalarca kez uyardım. Buna onu bulaştırırsan bedelini ödeteceğim demiştim. Vicdani duyguları olan bir katille aynı masada oturmanın götünü kaldıracağını düşünüyorsan Taehyung, bilmeni isterim ki eşim söz konusu olduğunda sikini kesip bir madalyon yapmaktan asla çekinmem! Şimdi," dedi. Derin bir iç çekip önünde dizdiği kartları bana anlatacağını belli ederek beni kucağına çağırdığında ona itaat etmiştim. Taehyung gördüğü manzara karşısında dudaklarını birbirine bastırmış, imalı bir bakış atmıştı gözlerime. Sebebini bilmediğim bir şekilde bizi böyle görmesinden hoşlandığımı hissettim. Sonra bakışlarımı tüm dikkatimi vererek kartlara çevirmiş bana oyunu anlatan adamın kucağındaki yerimde sessizce onu dinlemiştim.

"48 kart var 12 ana kartımız,yılın 12 ayını temsil ediyor. Her bir takım da 4 kart var. Yine 4 şekilde;1,5,10,20 şeklinde puanlanıyorlar. Ana kartlardan oyuncularda toplam 6 kart kalana kadar devam eder.Her bir ana kart bir çiçeği temsil etmekte. Parmaklarımı takip ettiğin sırayla anlatacağım güzelim."

Taehyung kaşlarını çatmış orada sessizce bizi izleyen diğer herkese eşlik ediyor, içkisini ve sigarasını içiyordu. Bacaklarını geriye çektiği sandalyede iki yana ayırıp sigarasından iç çektiğinde bakışlarımız hava da buluştu.

Onun, kendine has bir tavrı vardı. Bu beni, sebebini bilmediğim bir şekilde geriyor aynı zamanda meraklandırıyordu. Aklımın bulanmaya başladığını, bakışlarımın gereğinden fazla üzerinde dolaştığını fark ederek Jin'in dudaklarına uzun ıslak şehvet dolu bir öpücük bırakmış, gözlerimi kapatarak olduğumuz yeri unutma gayretine girmiştim. Dilini, ne istediğimi bilir gibi kabul etmiş baldırlarımda duran ellerini erkekliğimin üzerine getirip hafifçe sıkıp bırakmış, beni gevşetmeye çalışmıştı. İşe yaramıştı.