10

10.8K 634 725
                                    

Pörpıl in the your phone ✌🏻

"Kiminle yazışıyorsun?"

Jin, yolculuğun başından beri telefonuna gömülmüş Jeongguk'a seslendiğinde neredeyse varmak üzereydiler.

Jeongguk geldiklerini sanıp etrafına bakınırken telefonunu kilitleyip arka cebine koydu.

"Jimin, o ben-"

"O senin çok yakın bir arkadaşın ve abisi Namjoon ile abin çıkıyorlar. Evet bebeğim, panik olma." Jin göz kırpıp cümlesini tamamlayınca Jeongguk derin bir iç çekip Jin'in arabayı park ettiği yere göz attı.

Burası özel bir mülktü. Çok büyük olmayan oldukça lüks bir villanın önündeydiler. Araçtan indiklerinde korumaları evin önüne geldi ve çıkıştaki yerlerinde kapı dışında beklemede kaldılar.

Jeongguk buraya bayılmıştı. Ev dışarıdan oldukça sakin ve normal gözküyordu. Jin Jungkook'un beline dolanmış elini biraz daha sıklaştırmış ona evin içine giden koridorda eşlik etmişti.

"Neredeyiz?"

Mırıltı halinde çıkan sesin ardından girdikleri salonda ışıklar sırayla yanmaya başlamıştı. Jungkook göz kamaştırıcı dizaynı, siyahın en asil tonlarını evin her bir köşesinde görmekten büyük haz aldı.

"Burası seninle benim buluşma evimiz olacak. Beğenmediğin bir şey varsa değiştir. İstersen birkaç kişisel dokunuş yapabilirsin." Jin önlerinde durdukları salona bağlı tezgahtan bir zarf alıp yırttı. İçinden siyah bir kart çıkardığını gördü Jungkook.

"Bu banka kartın. Eğer bir şey alacaksan önceden haber ver yeter. İçinde limit yok ama bildirim geliyor onay vermem için."

Jungkook elindeki siyah kartı reklam yapar gibi yüzünün yanında tutan adama bakarken Jin hızla aralarındaki boşluğu kapatıp Jungkook'un belinden tutarak kendine çekmiş, elindeki kartı Jungkook'un arka cebine özenli bir yavaşlıkla yerleştirmişti.

Jungkook Jin'in omuzlarından ve boynundan yükselen odunsu ferah bir kokuyu ciğerlerine çekerken hafifçe inlemiş yüzü yanındaki donuk ifadeli adamla gözlerini buluşturmuştu. Jungkook, Jin'in gerçekten çekici olduğunu kabullendi. Kendine has bir çekimi, çekiciliği vardı. Daha önce kimseyle seksüel tansiyonu bu kadar yüksek bir an yaşamamıştı.

İkisinin de dudakları çölde susuz kalmış gibi kurumuş, ortama çöken derin sessizliği bir öpücük sesiyle hızla bozmuşlardı.

Bu, tuhaftı çünkü ikisi de aynı anda öpmek için harekete geçmiş, dudaklarından önce birbirine kavuşan dillerine inleyerek karşılık vermişlerdi.

Jungkook, dilinin üzerinde gezen bu dudaklara yabancılık çekemiyordu. Öpüşmeleri, haz, istek, arzu ve hırs doluydu. Kesinlikle, ikisi de gafil avlanmıştı.

Jin, ufaklığın belindeki ellerini sıkılaştırmış sanki mümkünmüş gibi kendine onu daha çok çekmişti. Jin bir öpücük planlamıyordu. Bu gece değildi ama Jungkook'un ona bakışlarındaki bir şey, Jin'in arzusunu ikiye katlayınca yaptıkları deliler gibi öpüşmeye başlamak olmuştu.

Jungkook zevkle inliyor, kapalı gözlerini sanki yer ayakları altından kayacakmış korkusuyla arada bir açarak iki ileri bir geri gittikleri zeminde dolaşıyordu. Jungkook elini Jin'in ensesinde saçlara rastgele savurup yerleştirmiş şımarık bir 'dahasını istiyorum' öpücüğü vermişti.

Jin, soluklarını ve dengesini bozan bu arsız çocukla nasıl başa çıkacağını daha şimdiden düşünmeye başlamış, aklındaki olağanüstü sahnelere gebe bırakacak bir hamlede bulunmuştu.

daddie | jinkook ⏳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin