30

8K 435 240
                                    

Pörpıl in the your phone ✌🏻

Jungkook sabah ışıklarına engel olmak için ellerini siper etmiş esneyerek uyanıyordu. Uyanmasına sebep olan dışarıdaki kasvetli havanın yağmuru getirdiğini haber veren derinden gelen gürültüsüydü. Kafası dolmuş, bedeni soğuk, yanındaki adama doğru cenin pozisyonu alırken gözlerinin önünde sırt üstü uyuyan adama bakıyordu.

Jungkook, adamın hakkında öğrenmesi gerekenden fazla şey öğrenmişti. Yine de onun bir katil olduğunu öğrenmek, onda gerçek bir paniğe ya da korkuya sebep olmamıştı. Jungkook bunun normal olmadığının en az Jin kadar farkındaydı.

Bu bir şey değiştirmiyordu.

Jungkook, dün gece ona aşık olduğundan bahsediyordu. Jin, bunu ciddiye alacak en son insan bile değildi. Öyle ki tüm gece seksleri boyunca çok konuşmamış bolca öpüşmüşlerdi.

Karşılık beklediği söylenilemezdi. Jungkook sadece ergenlik yıllarının sonunda tanıştığı bu adamla duygularını dibine kadar yaşayabileceğini düşündüğü için iyi hissediyordu. Lafını esirgeyen biri asla olmamıştı ve şimdi en nihayetinde duyguları dilinin ucuna geldiğinde susmadı. Pişman değildi. Karşılık beklemiyordu.

Adamın yüzüne düşen kara bulutların gölgesi, dolgun dudaklarını aralayıp sırt üstü yattığı yataktaydı. Jungkook ona karşı nasıl davranması gerektiğini kısacık bir an düşünse de kendine ve karakterine sahteciliği yakıştıramıyordu. Rastgele olmak istedi. Tıpkı ona mesaj attığı ilk seferde davranışları gibi.

Jungkook içten içe biliyordu. Adamın onu öldürmek gibi bir derdinin olmayacağını. Ancak tahmin edemediği bir çok şey vardı tabi ki.

Öğrenecekti.

Jin, yatakta mırıldanarak uyanmış elini daha gözünü açmadan yatağın diğer tarafına atmıştı. Jungkook, adamın sanki kendini aradığını bilir gibi göğsüne doğru sokulmuştu.

Jin, göğsünde hissettiği ağırlıkla gözlerini kırpıştırarak açmış tavana diktiği gözlerini bir süre orada bırakmıştı.

O da endişeliydi. Oğlan çok genç ve toydu. Onu bu hayata çekmek istememişti ama Jungkook' dan aldığı hisle bir anda kendini açmıştı oğlana. Ben katilim demişti ve Jungkook bir an bile düşünmeden adamı öpmüştü dudaklarından. Jin hala bunu düşünüyordu.

İçinde bir yerlerde ona haberi olmadığı duygularını fısıldamaya çalışan bir ses vardı lakin habersizdi.

Biri katilim ben dediğinizde gelip sizi dudaklarınızdam öpmezdi. Jin yanlış düşünmüyordu. Bu oğlanın hakkında bilmediği en ufak bir şey bile yoktu. Fakat bu tepki, olağanüstü derecede Jin'i ürpertiyordu.

Jin, yalnız bunu düşünmüyordu. Oğlan ona aşktan söz ediyordu. Ciddiye almıyordu ama biliyordu ki, oğlan onda bir sarsıntıya sebep oluyordu. Tüm bu rastgele davranışları Jin'in hayal dünyasının ötesindeydi. Biriyle hayat paylaşmak, Jin'in hayatı için çok zordu.

Yine de herkes emrindeydi. İşleri kontrol ediş şekli, son üç yıldır kazandığı deneyim Jin'in bir şekilde oğlanı koruyabileceğini düşünmesini sağlıyordu.

Jin, derin bir nefes alıp büyük pencereden dışarı yağmurun toplandığını haber veren bulutları izledi.

"Benim karnım acıktı, kahvaltı yapalım mı?"

Jin, göğsündeki kıpırtıyla birlikte bakışlarını üzerinden kalkmış yatakta oturmuş gence doğrulttu. Jungkook'un bakışlarında bir durgunluk sezdi.

daddie | jinkook ⏳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin