57.BÖLÜM "İZLER"

Start from the beginning
                                    

Bende ona gülümserken kendi kahvemden bir yudum aldım ve beraber devam ettik.

Beraber geniş çimleri gezdik. "Burası genelde konser alanı oluyor, haftada bir mutlaka bir etkinlik düzenleniyor."

Vay canına der gibi Öykü'ye bakarken bana eliyle bir yeri gösterdi. Gösterdiği yerde rahat, geniş minderler ve epey büyük ekran bir projeksiyon sistemi vardı. "Havalar sıcakken aklına gelebilecek her türlü etkinlik burada düzenleniyor, birlikte Game of Thrones'lar mı izlenmiyor, Harry Potter serisi mi tamamlanmıyor, ne aklına gelirse."

Hayran hayran oraya baktım. Öykü bileğimden tuttu ve beni çekiştirdi. "Zamanla alışırsın zaten, bunlar artık sıradan geliyor. Gel sana, okulun çarşısını, yemekhaneleri, kafeleri ve restoranları göstereyim."

Deniz ve orman manzaralı kafelere hayranlıkla baktıktan ve Öykü benim sonsuz merakıma güldükten sonra beni tuttu ve okulun kulüplerinin olduğu binaya sürekledi. Öğrencilerin daha çok sosyalleştiği kulüplere bakarken gözüm müzik kulübüne takıldı. Ne yazık ki, ne çalmayı bildiğim bir enstrüman vardı ne de sesim.

Bu yüzden gözlerimi kaçırıp Öykü'nün önerdiği birkaç kulüp için form doldurdum, bunlara vakit bulabileceğimi asla düşünmüyordum ama yine de kayıt oldum.

Tüm okulu, geniş kampüsü, kafeleri gezdikten sonra en son Öykü beni okulun spor faaliyetlerinin yapıldığı binaya getirdi. Burada inanılmaz güzel bir açık havuz vardı, tamamen orman ve deniz manzarasıyla bütünleşiyordu, o kadar güzeldi ki. Hayran olmadan edemedim, yine aynı şekilde spor salonlarını, kapalı havuzu da gezdikten sonra üye olmam için Öykü beni çekiştirdi.

"Yüzme biliyorsun değil mi? Burada beraber yüzeriz. Mutlaka üyeliğini yaptıralım."

Öykü bana sorar gözlerle bakarken gözlerim bir an için geçmişin izleriyle dalgınlaştı.

"Dünyadan Cemre'ye, hala orada mısın?"

Anıları kovmak ister gibi başımı kaldırdım. "Pek bildiğim söylenemez aslında."

Öykü omuz silkti. "Olsun yine de üyeliğini yaptıralım, ben sana öğretirim."

Ona uyup üyelik formunu doldururken zihnimin hemen gerisindeki anıları düşünmemeye çalıştım.

Beraber oradan da çıkarken Öykü koluma girdi. "Ne oldu dalgınlaştın sen birden?"

Omuz silktim. "Yok, iyiyim, ilk gün için heyecanlıyım sadece."

Öykü gülümsedi. "O heyecanı çok iyi biliyorum." Gülümsedi. "Anayasa hukuku profesörüne Anayasamız neden bu kadar kısa diye sormuşluğum vardı. Hukuka karşı o kadar bilgisizdim ki Oğuzman Barlas'ı da tek kişi zannediyordum."

Ona gülerken dikkatim dağıldı ve beynimin içindeki düşüncelerden bir an olsun uzaklaştım.

"Neyse bu da bir şey mi, Medeni hukuk dersine giren hocamız, ilk günden yüz elli sayfa konu işlemişti. İşte o gün hukuku bırakmam gerekiyordu."

Yine gülümsedim. Öykü hukuk kitaplarını göğsüne bastırırken kol saatinden saati kontrol etti. Tam o sırada birinin Öykü diye seslendiğini duydum.

Benim başım o tarafa doğru dönerken, uzun boylu, zayıf bir çocuğun olduğumuz yere doğru geldiğini fark ettim. Öykü henüz onu fark etmemişe benziyordu, tam ben uyarmak için eline dokunacaktım ki çocuk aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Öykü sana sesleniyorum, iki saattir duymuyor musun?" Öykü başını kaldırıp hemen yanımızdaki çocuğa dönerken gözleri parladı.

"İnanmıyorum, ilk günden okula mı geldin sen?"

LALWhere stories live. Discover now