15.Bölüm "Göğe Aşık Serçe"

2.9K 1.2K 179
                                    

Keyifli okumalar dilerim canlar🖤

                   15. Bölüm
           " Göğe Aşık Serçe"

            Bölüm şarkıları
  
       Sezen Aksu - Herkes yaralı
      Sertap Erener - Belkide Aşk
            Lazım Değildir

" Ben hiç bir zaman göğe aşık bir seçe olamıyacatım. Çünkü ben, yere çakılıp kalan bir çakıl taşında ibaretim."

Duyduğum şeyin etkisiyle olduğum yerde kala kaldım. Bütün kelimeler tükendi. Hepsi birden üçüp gitmiş gibi. Yalnızca ben kaldım.
Boğazımdan aşağıya zehir gibi acı bir şey geçti. Yukunamadım...
Elimi kalbimin üstüne koyup bekledim. Kalbimin acısını hissedebiliyorum. Oda bana, senin hayatın acını yuva kurduğu bir yerden geçiyor diyor.
O yolları geçmen için önce. Yanman lazım diyor. Bağır çağır.

Ben hiç bir zaman göğe aşık bir seçe olamıyacatım. Çünkü ben yere çakılıp kalan bir çakıl taşında ibaretim.

"Durumu nasıl şüan."dedim. korku dolu bir sesle. Duyacaklarımdan ölesiye korkuyorum. Çünkü o benim öz be öz babamdı. Onu çok seviyorum. Ona bir şey olmasından, çok korkuyorum.

"Deniz, babanın durumu iyi Şüan endişe etme sakın! Bilmen için aradım.Korkmam için değil" sözünü bitirdiğinde. Oldukça sakin konuşuyordu. Beni kandırmış olamazdı. En azından sesinde o korkunu izine rastlamadım.

"Tamam o zaman ben hemen geliyorum. Bu akşam ilk Uçaklar" dedim endişeli bir sesle
Telefonu kapatıp, öylece bahçenin ortasında dikilmeye başladım . Gitmeliydim ama şüan nasıl gidecektim.

Bahçenin demir kapısını açıp kendimi hızla sokağa attım. Hangi yöne gitmem gerekli bilmiyorum.
En son hızlı adımlarla sola doğru yürümeye başladım. Telefonumu elime alıp. En erken saate uçak bileti aldım. Bir kaç saat sonraydı. Bu kadar zaman burda duramamam.  Dedemi aramak en dogrusu tabi ya. Dedem bu işi halleder. Dedeme mesaj yazıp attıktan sonra. Telefonu çantama tekrar koydum. Üzerime hırkamı almadığım için üşüyordum. Çünkü artık Eylül ayındaydık. Geceleri havalar serin oluyor. Kollarımı göğsümde birleştirip. Issız sokaktan geçmeye başladım. Tek tük insanlar vardı. İkiz çocuklarının zap etmeye çalışan ve kollarından tutup. zorla götürmeye çalışan kadından başka herkes kendi halinde. Sanırım bi ikimizin derdi var gibiydi.
Ana yola geçip taksi bekliyecektim. Başka çarem yoktu. Kimseye haber vermeden. Kendi başımın çaresine bakabilirim.

Sonunda ana yola vardım. Aradan on beş dakika geçmesine rağmen. Beni havaalanına götürecek bir taksi bulamadım.
Biraz daha bekledikten sonra. Gelen taksi boştu. Hızlıca bindim. Sonunda taksi bulduğum için çok şanslıyım.
Havaalanına gidene kadar dedemle konuştum. Uçak hazırdı.
Taksiden inip direk dedemin özel uçağa bindim.
Bir saatlik yolculuktan sonra. İki bucuk ay sonra ilk kez İstanbul 'daydım. Beni bekliyen arabaya binip doğruca hastaneye gittim.

Babamın odasını öğrendikten sonra. Hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Asansör kullanmak yerine merdivenlerden koşarak çıktım.
Üçüncü kataydı. Soluk soluğa çıktım. Nefesimi düzene koymak için derin derin nefes almaya başladım.
Tam karşıda annemi gördüm. İki buçuk ay sonra ilk kez annemi gördüm. O an onu ne kadar çok özlediğimi fark ettim.
Karşısında kuzenim Tekin ile bi şeyler konuşuyor. Annem bi şeyler anlatıyor. Tekin ise pür dikkat dinliyor. Küçük adımlarla yanlarına yürümeye başladım.
Bir kaç adım kalmıştı ki. " Anne" diye seslendim kısık sesle. Sanki onları terk edip gitmesem, bunların hiç biri olmıyacakmiş gibi suçlu hissediyorum kendimi.

Karanlıktan Aydınlığa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin