20.Bölüm" Gerçeğin Yalanı Cümlelerin "

2.3K 882 143
                                    

Keyifli okumalar dilerim canlarım 🖤

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin

Bu bölümümde yükselerim biraz
Dedim
İlk defa bir şiir yazdım.
Onunla ilgili görüşlerinizi bekliyorum.
Kısa bir şiir zaten

                     20. Bölüm
   Gerçeğin Yalanı Cümlelerin

             Bölüm şarkıları

          Güliz ayla - Yetmedi mi?
                Bengü - Yazık

          Güliz ayla - Yetmedi mi?                 Bengü - Yazık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Veda dediğiniz her cümle benim katilim oldu.
Bütün kelimelerin Gerçeğin Yalanı cümleler kuruyor

Kaç duygu müebbet yedi yüreğimde.
Kelimelerimin kalemi kırıldı çoktan.
Şimdi içim, izbe bir yalnızlığın izleri ile dolu.
Ruhumu kaç kere vurgun yedi bilmem acıya.
Artık anladım ben. Seni yazan hiç bir duygu bana iyi gelmiyor.
Seni düşüdündüren aklım bana ters.
Artık adın dilimde acı dolu bir çığlık.
Ama kalbim... Adını yazan bütün kalemlere
Meftun.

Adın harebe, küf tutmuş kalbimin sokaklarında
Yazılı her seferinde kalbimi kırabiliyor.
Tozlu raflarda izin saklı. Sayfaların mısralarında ise adım saklı.

Adını yüreğimde bir diken...
Ve o dikeni sökmeli artık.

Ellimdeki tokayı var güçümle sıktım. Artık kapının arkasında dikilmeye son verip, ağır adımlarla salona geçtim. Koltuğa oturup ellimde ki tokaya baktım. Benim için bu tokayı getirmiş. Benim için çok önemli olduğunu biliyor. Eğer biliyor olmasaydı. Getirirmiydi diyorum kendi kendime. Ve tek bir cevap doğuyor dilime. Evet diyor getirirdi.
Peki o zaman bu kadar beni düşünüyorsa neden her bulduğu fırsata kalbimi kırıyor.
İşte bu soruya bir cevabım yok.

Sahi neden beni kırmak istiyor.
Kelimelerle seni kırmak istemiyorum diyor. Ama davranışları ile beni paramparça ediyor.
Ellerimle saçlarımı düzeltip, zorda olsa ayağa kalkıp ağır adımlarla salonadan çıkıp koridor boyu yürüdüm soldan en sonda ki banyoya girip aynada yüzüme baktım. Çok kötü durumdayım.
Birazdan Serkan gelecekti beni böyle görmemeliydi. Yüzümü yıkadıktan sonra kuruladım. Saçlarımı düzetikten sonra kapıyı açıp dışarıya çıktım. Geldiğim yoldan geri dönüp. Salona geçtim. Kalktığım Koltuga tekrar yayılarak oturdum. Ellerimle yüzümü sıvazladıktan sonra arkama yaslanıp, etrafa ilgisizce bakmaya başladım. Canım çok sıkılmıştı. Haddinden fazla hemde.
O sırada kapının zil sesi geldi. Bu sefer gelen kesin Serkan. Canım bu kadar sıkkınken onunla konuşmak istemiyordum. Ama biriyle konuşmaya ihtiyacım var bu kesin.
Kapıyı Buse açtı. Serkan 'nın sesi geldi. Ne dediğini anlamasamda Buse' ye bi şeyler söyleyip.
Buraya doğru yürümeye başladı. Bunu adım seslerinden anladım sesler gittikçe yaklaşıyor.
Bende oturduğum koltuktan kalkma zahmetinden bulunmadan doğrulup. Dik bir pozisyon aldım.
Salonun kapısında Serkan belirdi. Üstünde koyu mavi renginden bir tişört, siyah dar bir pantolon var oldukça özen gösterdiği saçları ile çok iyi görünüyordu.
" Bi hoşgeldin demek yok mu kuzen? İncilerin mi dökülecek beni kapıda karşılasan." dedi bariz dalga geçer gibi bir ses tonuyla.
Olduğu yerde manken gibi yürüyerek karşımda ki koltuğa oturup elleri ile saçları düzelltikten sonra bana baktı.
" Hoşgeldin kuzen. Hayırdır. Mankenlige mi başladın? Ve bana söylemeden. " dedim  gülerek yüzüne baktığımda o oldukça ciddi bir şekilde yüzüme bakıyor.
" Bi kere kızlar bu yürüyüşüme bayılıyor." dedi dalga geçerek.
Ciddi ciddi yüzüne bakmaya başladım. Ses tonumda da ciddiyetle konuşmaya başladım

Karanlıktan Aydınlığa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin