14.Bölüm "Kalbte Ki Veca"

3K 1.3K 134
                                    

Keyifli okumalar dilerim canlar

Bol yorum ve oylarınızı eksik etmeyin

                   14. Bölüm
            " Kalpte 'Ki Veca"

         Bölüm şarkıları

Sezen Aksu - Sen ağlama
Sertap Erener - Bir çaresi bulunur

Biraz heyecanlanın dedim ffbbm

"Kalbimdeki acının temeli bir mezarlıkta atıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kalbimdeki acının temeli bir mezarlıkta atıldı. Ne zaman bir mezarlık görse durmadan kanar...

Pelin ile konuşmamızdan sonra aradan yarım saat geçmesine rağmen, ben öylece oturuyorum yatağımda. Zaten gecede düşünmekten pek yatamadım. Şimdi ise yatağıma uzanmış, öylece boş tavanı izliyorum. Ne uykum var yatayım. Nede ayağa kalkıp gezmek için gücüm var. Sesiz sedasız geçen on beş dakikanın ardından odanın kapısı açıldı. Başımı çevirip baktığımda, içeriye giren Zeynep 'ti elinde pembe tarağı ve tokaları ile yatağımın üstüne çıktı.

"Deniz abla saçlarımı tarayıp örebilir misin? Ben bir türlü yapamadım." dedi sevecan bir şekilde

Zeynep' e güldükten sonra. Kabul ettim. Rica ederken o kadar tatlıydı kı kıyamadım. Yatağımdan kalkıp. Zeynep ile beraber bahçeye çıktık. Masanın yanında duran bir sandalyeyi çekip oturdum. Zeynep' te hemen yanımda. Elindeki tarağı aldım. Kibarca taramaya başladım. Çünkü eğer saçları acırsa bir daha taramama asla izin vermez. Annesine bile izin vermiyor. Neymiş saçları mı yolluyorsun. Bu kızda ama nazlı. Ama neyse tarama işlemi bittikten sonra. İki yandan ördüm. Tam iki saat boyunca bu cimcimenin saçlarını ördüm. Eğer saçlarını yolarsak çok kızar. İki saat sürdü ama ördüm sonunda. İki tarafıda örüp bağladıktan sonra. Zeynep koşarak içeriye girdi. Benim hemen aynadan kendime bakmam lazım diyerek gitti.

"İnsan bi teşekkür cimcime". Diye arkasında seslendim ama duyan kim. Bende yerimden kalktım. Neredeyse iki saattir aynı pozisyonda oturuyorum. Belimde ağrı oluştu ister istemez. Biraz bahçede gezdikten sonra içeriye girdim.

Üç saat sonra

Can sıkıntısında hiç izlemediğim televizyonu bile izlemeye başladım. Bir sabah programı vardı önünde.
Bir kaç dakika izledikten sonra. Yine bir kadın cinayeti... Hiç şaşırmadım. Kaç yıldır sürekli gördüğümüz ama asla ve asla alışmayacağımız bir konu!

Hukuk bölümün bu yüzden okuyorum. Belki bir faydam olur diye.
"Sıkıldın mı sen?" diyen Tuğçe ablaya döndüm. Bence doğruları söylemeliyim.
"Aslında çok sıkıldım." dedim. Koltuğa uzanırken.
" Tamam o zaman hazırlan da Zeynep 'i parka götürelim."
En azından dışarıya çıkıp biraz hava alırım.
"Tamam o zaman ben hazırlanıyorum." diyerek uzandığım koltuktan kalkıp. Odama dogru yürümeye başladım. Odamın kapısının önüne geldiğimde. Kapıyı açıp içeriye geçtim. Elbise dolabının yanına yanına varıp içinden tulumumu çıkardım. Uzun zamandır hiç giymemiştim. Üstümdekileri çıkarıp. Tulumu giydim. Zümrüt yeşiliydi. Bana bu renk yakışıyordu. Gözlerimin rengi olduğu için galiba.
Giydikten sonra aynanın karşısına geçtim. Gerçektende çok güzel olmuştu. Aynada kendime son bir kere baktıktan sonra. Çantamı alıp. Odadan çıktım. Kapıda Tuğçe abla ve Zeynep 'i hazır bir şekilde buldum. Ayakkablarını giyiyorlar.
Zeynep beni görünce.
" Deniz abla çok güzel olmuşsun" dedi. Beğeniyle
Bende " Sen daha çok." dedim.
Ayakkabılarımı giydikten sonra.
Dışarıya çıktım. Hava artık serinlemişti. Yavaş yavaş sonbahar oluyor. Yapraklarını döküyor. Bütün ağıçlar. Bazen keşke bizde onlar gibi Acılarımızı onların yaprakları gibi dökebilseydik. Ama bu imkansız.

Karanlıktan Aydınlığa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin