2. Bölüm "Kanayan Yanım "

6.1K 2.1K 321
                                    

Keyfili okumalar dilerim 🖤

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin canlar.

                     2. Bölüm
             " Kanayan  Yanım "

Sezen Aksu - küçüğüm

Konuşmadan. Düşünmeden..." Bazen tek bir anı öldürmez mi seni?

Bazı bakışlara mühürlü kalır yüreğin. Ve bazı bakışlara değmemeliydi yüreğin..
Bazı kelimelere susar bakışların.

Garip bir his var içimde. Daha önce hissettiğim, ama yaşamaya korktuğum bir his...

Gözlerinde, bakışlarında ruhumu bile ele geçirebilecek bir çekim var.

Bu hissi tanıyordum. Eski bir anından kalma. Ama ; Konuşmadan. Düşünmeden. Bazen tek bir anı öldürmez mi seni...?

Bakışlarında kaybolduğum bir zehir vardı gözlerinde. Beni korktuğum o uçuruma iten.

Zaten bütün güllerin sahibi dikanleri değil miydi?

İkimizde şok olmuş durumdaydı. Ben hiç tesadüflere inanmazdım. Daha çok kaderin var olduğuna inanırdım. İnsanlar yalnızca kader yan yana getirir tesadüf değil, Asla...

O zaman bu kader mi?

Çünkü şüan tam karşımda sokakta çarpıştığım adamın ta kendisi duruyor. Bakışlarında ki hayret ile yüzüne bakmaya başladım.

Yüzünde yine aynı buz gibi bir ifade vardı. Bakışları ifadesizdi. Beni gördüğünde sanki kısa bir süre şaşırdı . Ama hızla toparladı. bir kaç saat önce gördügüm kıyafetleri yoktu. Gri tişört ve açık kot pantolon vardı üstünde. Ne o konuşuyor nede ben öyle birbirimizin yüzüne bakıyor. Ben ne giydiğine kadar inceliyorum adamı.
Hafif bir rüzgar esti ve o sırada burnuma keskin sigara kokusu geldi. Sigara kullananıyor dedim kendi kendime. Sonra bunun ne işime yarıyacağını tartıktan sonra vazgeçtim.

Oldukça iyi görünüyordu. Simsiyah saçları dağılmış bir tutamda alnına düşmüş ve oldukça göz alıcı görünüyor. Evet gerçekten çok yakışıklıydı.
her ne kadar umrumda olmasada gerçek buydu.
Zeynep yanımdan sıyrılıp koşarak ona sarıldı. Ve aklıma tek bir ihtimalli getirdi. Az önce koridordan gelirken dayım gelmiştir demesi aklıma gelince, birden her şey oturdu . Bu adam kesinlikle Tuğçe ablanın kardeşiydi. Ve görünüşe bakılırsa daha çok karşılasacaz gibi duruyor. Buna gerçekten sevindim mi bilmiyorum? Ama üzülmediğim ortada.

O sırada arkamdan, Tuğçe ablanın sesi geldi.
"Ömer sen misin?" dediğini duyunca artık emin oldum. Az öncede emindim ama belki dedim işte.
"Evet benim" dedi. Düz bir ses tonuyla ve varlığımı umursamadan. Bende onu umursamamalıyım. Ne kadar garip bir adam. Kendini çok beğenmiş işte demeyide ihmal etmedim. Ben bunları içimden söylerken, arkamdan ayak sesleri geldi. Anlaşılan Tuğçe abla işini bitirdi ve yanımıza geliyor. Ve çok geçmeden kapıda, Tuğçe ablanın sesi geldi.

İstemsizce ona döndüm. Ve tam arkamdaydı. Yüzünde tatlı bir tebessüm vardı. Bana bakıp önünü işaret ederek
"Bak sana kardeşim tanıştırayım " dedi. Heyecanlı bir sesle tonuyla sonra önümde ki şahısa dönerek "Ömer" diye seslendi. Sonra iki adım atarak benim tam yanıma vardı.

"Geç geldin, ama seni sonra azarlıyacam" dedi. Sevecan bir ses tonuyla. Sonra devam etti.

"Ama önce tanıştırmam gereken biri var" diyip bana döndü. "Bu hep bahsettiğim Deniz" dedi. Ne yani bende mi bahsetmişti hep Tuğçe abla. Beni bu kadar önemsemesi hoşuma gitmişti doğrusu.

Karanlıktan Aydınlığa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin