BÖLÜM 24

764 39 10
                                    

Merhabalar. Bölüm bu kadar geciktiği için özür dilerim. Bahaneler sunarak sizi sinirlendirmek istemiyorum. Umarım hatamı telafi edebilirim.

İyi okumalar...

YAZAR'DAN

Melek ve Selçuk merdivenleri inerken prensle prenses gibi görünüyorlardı. Onları gururla izleyenlerin yanında hasetinden çatlayanlar da vardı. Bunların başını Melek'in para için Selçuk'la evlendiğini düşünen kızlar çekiyor, liderliği de Zeynep yapıyordu. Restoran tuvaletinde Melek'ten ayar yemesi sinirden çatlamasına sebep olmuştu. İçindeki bir ses ona Melek'in güzel göründüğünü, Selçuk'la birbirlerine yakıştıklarını söylüyordu ama o bunu kulak arkası ediyordu. Selçuk'a aşık değildi ama o güçlü ve nüfuzlu bir adamdı. Onunla evlenmek hayatını kurtarabilirdi. Annesine göre o çok iyi bir koca olurdu. Melek'i sevmiyordu çünkü onu arkadaşının yanında rezil etmiş ve muhtemel kocasını çalmıştı. Diğer kıskananlar ise Selçuk'u kıskanan erkeklerdi. Masal prenseslerine benzeyen bu kadını ona kaptırmış olmanın hüznü ve sinirini hissediyorlardı. Ama yapacak bir şeyleri yoktu çünkü bu ikisi birbirlerine sırılsıklam aşıktı. En azından öyle görünüyordu.

Tüm bu bakışlar ardında indiler merdivenleri. Çalan slow şarkıyla el ele dans pistine yürüdüler ve dans etmeye başladılar. Melek gözlerini etrafta dolaştırdı.  Sevdiklerinin hayran bakışları rahatlamasına yardım ederken tanımadığı insanların hasetle bakmaları onu daha da germişti. Selçuk'un bakışlarını ve nefesini yüzünde hissediyordu ve gözlerini ağır ağır kocasının gözleriyle buluşturdu. Gülümsemeye başladılar. Selçuk da gergindi çünkü Melek'le ilk defa bu kadar yakındılar. Gülümsemek ikisine de rahatlık ve güven vermişti.  Şarkının güzelim nakaratı girdiği esnada içsel bir dürtüye kapılan Melek Selçuk 'un elinde olan elini kocasının boynuna doladı ve daha da yakınlaşarak dansa devam ettiler. Tepelerinde yalnızca onların üstüne vuran özel bir ay gibi olan spot lambası vardı. Gözlerini yumdular ve bedenleri birbirine karıştı. Selçuk Melek'in, Melek de Selçuk 'un kendine has kokusuyla mest olmuştu. Nazlı bile onları gerçekten birbirlerine aşık sanmıştı. Şarkının ikinci kısmı başlarken Selçuk birden Melek'i kendi etrafında döndürüp bedenine yasladı. Gözlerini birbirlerine prangalarla kenetleyen bu çift, müziğe uygun birkaç hareket daha yaptıktan sonra şarkıyla aynı anda danslarını sonlandırdılar. (Arkadaşlar ben bu sahneyi "Laal Ishq" şarkısını dinlerken kurguladım ancak aklınızda başka bir müzik varsa daha güzel olabilir. "Kalbimin Tek Sahibine" olmasın da nvkjnvkjf)

Orada olduklarını unuttukları kalabalıktan alkış seli duyunca kendine gelen Melek, az önceki anlar için utanç ve şaşkınlık duyuyordu. O dans etmeyi bilmezdi ki. Hem bilse bile böyle senkronize bir dans için en az bir hafta çalışmaları gerekirdi. O ise gözlerini Selçuk 'tan ayırmadan ilk defa duyduğu bu şarkıyla dans etmişti. Acaba bu da insanları inandırma oyunun parçası mıydı? Selçuk da Melek kadar şaşkındı çünkü dans doğaçlama gelişmişti. Beraber bu müthiş dansı etmelerinin tek bir açıklaması olabilirdi: Duyguyu içlerinde hissetmişlerdi. Veya birbirlerinden hoşlanıyorlardı. İkisi de ilk seçeneği kabul ettiler ancak içsesleri onlarla aynı fikirde değildi. Onları kulak arkası ederek piyeslerine geri döndüler. Selçuk karısının elini öptü, Melek ise kocasının bu jesti karşısında ufak bir reverans yaptı.  Selçuk karısının alnından da öptükten ve insanlara döndükten sonra gazeteciler lambanın etrafına doluşan sinekler gibi doluştular. Kimin lamba olduğunu söylememe gerek yok sanırım... Melek neredeyse ağzına kadar giren mikrofonlar, patlayan flaşlar ve maruz kaldığı sorularla gerim gerim gerildi, elinde olduğuna şükrettiği Selçuk'un elini sıktı. Selçuk güven verici bir şekilde karısını kollarının arasına aldı ve ona bakarak gülümsedi. Melek uyarıyı aldı ve gülümsemeye ve ona yöneltilen soruları pot kırmamaya çalışarak yanıtlamaya başladı.

ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin