BÖLÜM 15

3.5K 164 368
                                    



Merhaba canlarım vizelerim biter bitmez geldim.

İyi okumalar :)

Ertesi sabah çok iyi uyumuştum. Mutlulukla gözlerimi açıp yatakta gerindim. Güneş ışıkları tatlı tatlı yüzüme dokunuyor ve beni ısıtıyordu. Ama camı açsam üşüyeceğimden emindim. Havalar soğumaya başlamıştı.



Uykuya biraz daha naz yaparak gözlerim kapalıyken elimi komidinin üzerinde gezdirdim. Telefonumu bulamayınca gözlerimi açarak doğruldum. Yatağı aradım ama bulamadım. Neredeydi bu telefon? Uyumadan önce olanlar gözümün önüne geldi. Hemen yataktan kalktım ve odaya geçtim. Telefonum burada, yatağın yanındaki komidinin üzerindeydi. Derin bir nefes alıp biri aramış mı diye bakmak için telefonun tuşuna bastım. Kimse aramamıştı. Ama bir dakika!


Saat ondu.

Selçuk odada değildi.

Peki Ufuk neredeydi?

Alarm çalmamış mıydı?



Çalsaydı da duymayacağım için son soruyu es geçtim. Odadan çıkarak Ufuk'un odasına gittim. Kapıyı aralayıp içeri girdiğimde kardeşimi odada görmemek beni çok şaşırtmıştı. Onu kim uyandırmış olabilirdi ki? Aklıma gelen en iyi senaryo telefonumun alarmının çalması, Selçuk'un uyanması ve Ufuk'u uyandırmasıydı. Selçuk'u aramaya karar vererek telefonu açtım. Rehberden ismini bulup arama tuşuna bastım. Bir süre sonra karşı taraftan onun sesi geldi:

"Efendim canım?" İçsesim gözlerini kocaman açtı. Höst! Noluyoruz be! Bu adam sana yanmaya şimdiden başladı galiba! Ne alakası var canım! Silkinerek cevap verdim.

"Günaydın Selçuk. Nasılsın?"

"İyiyim canım sen nasılsın?" Yanında biri mi vardı? Bence hoşuna gidiyor, seni de gittiği gibi. İçsesimin iğneleyici sözünü umursamadım.

"Bende iyiyim. Yanında biri mi var?"

"Kemalle oturuyoruz. O da birazdan kalkacakmış." İçsesim dumura uğrarken ona 'ben sana demedim mi?' bakışı attım.

"Anladım, selam söyle. Bir uyandım yoksunuz, niye uyandırmadınız beni?" Biraz duraksadı.

"Söylerim hayatım. Çok güzel uyuyordun uyandırmak istemedim. Ufukla da Emine abla ilgilendi sağolsun. Zor uyandırmış. Kış uykusuna mı yatıyor anlamadım dedi." Son cümlesiyle istemsizce güldüm. Ama çok güzel uyuyordun kısmı gerçek miydi bilemedim. Belki seni uyurken izlemiştir, bilemeyiz. İçsesimi umursamadan konuşmaya devam ettim.

"Öyledir. Neyse bende birazdan şirkete gelecektim. Çizim işini halledelim diyordum." Heyecanlı bir sesle yanıtladı.

"Olur. Ne zaman gelirsin?" Bu hallerine gülümsemeden edemedim.

"Öğleden sonra anca. Bugün benim için geç başladı." Karşı taraftan onun gülme sesi geldiğinde bu sesin bana huzur vermesi garibime gitmişti. Artık kendime 'Ne yapıyorsun?' demiyordum. Resmen akışına bırakmıştım. Bu durum Polyanna'nın hoşuna giderken içsesimin suratını buruşturmasına neden oluyordu. Onun gülme sesiyle daldığım hülyadan yine onun sesiyle çıktım.

"Tamam o zaman gelince konuşuruz. Hoşçakal bitanem."

"Görüşürüz." diyip telefonu kapattım. Odadan çıkıp kendi odama girdim. Dün akşam almadığım duşu bugün telafi etmem lazımdı. Kıyafetlerimi aldım ve duşa girdim.

ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin