BÖLÜM 20

3.3K 118 11
                                    

Merhabalar biz geldik. Yırtık dondan çıkar gibi çıkan ailevi sıkıntılar ve bütünleme sınavlarının ardından buradayız. Çok uzun zaman oldu. Esasında biraz çekiniyorum.

Özlendiğimizi umuyorum. Sizler de özlendiniz. Nasılsınız bakalım? Çok iyi olun inşallah.
İyi okumalar canlarım.

Sese döndüğümde Ufuk'un muzip suratıyla karşılaştım. Yanıma geldi ve yineledi.
"Naber Melek hanım?" Ciddi bir surat ifadesi takındım.
"Bu ne münasebet beyefendi. Ben Melek Dalkıran'ım bana böyle hitap edemezsiniz." Ufuk'un kaşları kalkarken bu surat ifadesini daha fazla taşıyamadım ve saldım kahkahamı.
"Gel buraya şapşal. Şaka öyle değil böyle yapılır." Küçük bir sarılmanın ardından sabah sardığım elini elime aldım.
"Elin acıyor mu?" Güven vermek istercesine elimi sıktı.
"Hayır ablacığım, acımıyor. Hem sen nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?"
"Elbise provasına geldim. Şimdi de Nazlı'yla ve kayınvalidemle buluşup alışveriş yapacağım." Nazlı'nın ismi bile kardeşimi mutlu etmeye yetmişti. Hevesle atıldı.
"O zaman seni ben götüreyim." Arabanın kapısını açtı ve eliyle arabanın içini işaret etti.
"Buyurun efendim." Gülerek oturdum. Bu çocuk büyümeyecekti.

Nazlıyla buluşacağımız yere gelmiş, hatta bir masaya bile oturmuştuk. Kollarımı göğsümde birleştirerek kıstığım gözlerimin ardından kardeşimi kesiyordum.
"İşin yok mu senin?" Kapıdan bir saniye ayırmadığı gözlerini bana çevirdi.
"Yok. Nazlıyı göreyim dedim." Sinsi bir ses tonu takındım.
"Doğru. İnsan sevdiğini görmeden duramıyor değil mi?" Gözleri büyüdü.
"Se-sevdiğini mi? N-ne alaka yahu?"
Kollarımı çözdüm ve masaya eğildim.
"İtiraf et. Nazlı'ya karşı boş değilsin. Bence o da sana aşık." Etrafa göz attı. Nazlıyı göremeyince rahatlayarak bana döndü.
"Cidden mi? O da seviyor mudur?" Masaya vurmamla birkaç kişi bize döndü.
"Aha! Sen seviyorsun yani?" Yakalanmanın verdiği mahcubiyetle ne yapacağını şaşırdı. Sonra kararlı bir ifadeyle yüzüme baktı.
"Evet seviyorum. Sevdiğimi biliyordun, bilerek yaptın."
"Evet bilerek yaptım. Çünkü aşkına sahip çıkmanı istiyorum. Pısırık olma yoksa onu kaybedersin." Hemen devam ettim.
"Neyse, dediğim gibi bence Nazlı da seni seviyor. O iş bende. Ben sizi birleştireceğim bana güven." Yerinden kalkıp yanımdaki sandalyeye oturması iki saniye sürmüştü. Yanaklarımı öptü.
"Aslan ablam benim. Hadi yapıver şu işi. Sana güveniyorum." Gülümsedim. Kardeşim mutlu olacaktı, daha ne isterdim.
"Hadi yerine geç, Nazlı geldi." Omuzlarından bir yük kalkmış gibi yerine geçtiğinde Nazlı kapıdan girmişti.
Elimi kaldırıp ona yerimizi belli ettim. Beni görünce yüzünde oluşan gülümseme Ufuk'u görünce daha da büyüdü. Ancak güzel giyinmiş arkadaşımı gören birkaç erkeğin bakışları kardeşimi huzursuz etmeye yetmişti. Ne diyebilirdim ki? Nazlı güzel kızdı. Bazen ben bile dönüp ikinci kere bakıyordum ona.
Ufuk ayağa kalkıp yanına gitti ve elini beline koyup yanağını öptü. Yüksek sesle konuştuğunda Nazlı'ya bakan adamlardan hariç ikimiz de şaşkınlıkla ona bakakaldık.
"Hoşgeldin hayatım. Geç kaldın, trafik mi vardı?" Nazlı gözlerini kardeşimin gözlerine kenetlediğinde bu görüntü bana bizi hatırlatmıştı. Selçuk ve ben de böyle tatlı mı görünüyorduk? O yüzden insanlar bize öyle bakıyordu demek. Şuan konu kardeşimdi neden Selçuk'a döndü? Sen döndürdün. Demek ki insan gerçekten sevdiğiyle beraber yaşıyormuş. Şu sıralar sıklıkla yaptığım gibi içsesini umursamadım. Bunun yerine karşımdaki ikiliye odaklandım. Çok konuşan Nazlı gitmiş, yerine çekingen bir Nazlı gelmişti. Zorlukla konuştu:
"Evet trafik vardı. Hadi oturalım." Ufuk Nazlı'yı karşıma oturttu ve yanına oturdu. Garsona bir el işareti yaparak yanımıza çağırdı. Üçümüze de çay söyledi. Garson gidince konuşmaya başladı.
"Ee Nazlı. Nasılsın? Görüşemiyoruz." Nazlı eski haline gelmenin verdiği rahatlıkla cevap verdi.
"Vallahi benim yerim belli yurdum belli. Siz kayboldunuz ortadan." Ufuk tam cevap verecekti ki telefonuna mesaj geldi. Niye hep münasebetsiz zamanlarda çalarlar ki? Ne güzel sohbet ediyorlardı.
"Selçuk abi çağırıyor. Ben kaçtım kızlar." İkimizin yanaklarından makas alıp kaçtı. Ortamdaki erkeklere tehditkar bakışlar atmayı ihmal etmedi tabii.

ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin