Ama acıya katlanmadan mutlu sona erişemezdiniz.

Kendimi iyice kuruladıktan sonra temiz içliğimi üzerime geçirip keten bol pantolonumu giydim. Ardından kat kat üzerime geçirdiğim keten gömlek ve kazaklarıyla tamamen hazırdım.

Islak saçlarımı hızlı bir tarama ve kurutma işleminden geçirdikten sonra çizmelerimi kaptığım gibi gerisin geriye dönmeye başladım. Hava iyice kararmış, gece bastırmıştı. Açıklık yavaş yavaş ağaçların ardından kendini gösterirken gözlerim bir araya toplanmış savaşçılara kaydı. Her biri sırtları bana dönüp gergince ileriye bakıyordu. Ne olduğunu anlamak için hızlı adımlarla yanlarına yaklaştığımda sesler yükselmeye başladı. Nihayet çelik gibi kasların çevrelediği duvarın arasından öne çıktığımda karşımda parlak kumaştan yaldızlı ceketleri ve asil yüzlerindeki kibirle en azından 3 düzine asker duruyordu.  Atların üzerindede taşıdıkları bayraklardaki anhk sembolleri onların kraliyetten geldiğini gösteriyordu. Bakışlarım simsiyah atıyla birkaç adım daha önlerinde duran sarı saçlı adama kaydı. Geniş çenesi, ince dudakları ve dışarı fırlayacak gibi duran iri gözleriyle tüm yüzünden adeta kibir fışkırıyordu.

“ Böyle bir şey mümkün değil, efendim.” Dedi Donkor hemen önümden gergin bir sesle.

“ O halde mümkün kılın.” Diye karşılık verdi askerlerin komutanı olduğunu düşündüğüm adam. Sesi kaba ve rahatsız edici bir titreşimle doluydu.

Sarışın adam hepimize kibirli bakışlarından fırlatıp gitmek için hazırlandığında Donkor arkasından “ Adamlarımı ölüme göndermem!.” Diye gürledi.

Sarışın adam sanki bunu bekliyormuş gibi eğlenen , aşağılan bakışlarıyla hızla yanımıza yaklaşıp atından inmeden kayışlarını sıkıca tuttuğu atını Donkor’un dibine yanaştırdı.

“ Sen ve adamların bana aitsiniz. Gelecekteki kralına sakın karşı gelmeye çalışma !”

Kocaman açtığım gözlerimle sarışın adamı süzerken “ Gelecekteki kral mı?” diye mırıldandım hafifçe.

Donkor açık bir tehdit ve zorbalıkla dibine sokulmuş attan kaçmak yerine çenesini kaldırıp gelecekteki kralımıza açıkça meydan okudu.

“ Henüz mevsim kış. Kar ve tipi çok yakında burayı da vuracak. Demir kapıların ardına gitmek askerlerimi bilerek ateşe atmak demek. Ammit ve türevleri karşısında hiç şansları kalmaz. Yeterli teçhizatımız ve hazırlığımız yok. Strateji belirlemeli ve ona göre hareket etmeliyiz.”

Duyduklarımı hazmetmeye çalışırken keskin bakışlarımı karşımda duran pislik herifin üzerinde gezdirdim. Ammit ve diğer karanlık yaratıklar demir kapıların ardında kan şehvetiyle kıvranırken fırtınanın içine girip savaşmak delilikti. Savaşçılar hayatta kalsa bile soğuk her birini öldürürdü. Babamın keşfe çıktığı her seferinde eve bitap bir halde dönüşü canlanıyordu gözlerimin önünde, bir keresinde günlerce ateşin önünden kalkamamıştı.

“ Tehlikeli sularda yüzüyorsun, Benwick.” Dedi sarışın adam Donkor’un soyadını vurgulayarak.

İçimde kaynayan öfke damarlarımdan taşarken Donkor’un bu iğrenç herife haddini bildirmesini bekliyordum. Babamın en yakın arkadaşını soğuk yüzünden kaybedişi aklımı dolduruyor, o dağ gibi adamın yıkılan hali gözümün önünden gitmiyordu.

Cehennem SavaşlarıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang