Bölüm +48

4K 286 44
                                    

AYNALI MARATONU

SON 3 BÖLÜM!

Bombaların patladığı sokaklara, cam kırıklarına, kan ve gözyaşına dönüyoruz yeniden. Sona yaklaşmanın haklı gururluyla resim konusunda epey bonkör davrandım bu bölüm. Bir film izler gibi okuyacaksınız ;)

ve kendinizi beklenmedik sona hazırlamanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar 

E.Ç.

***

See you at the bitter end.

***

BÖLÜM: +48

ÇUKUR

Caner'den

"Durun! Hayır, hayır! Ateş etmeyin! Durun!"

Bağırıyordum. Gırtlağım parçalanmak üzereydi. Ama kalp çarpıntımdan başka tek kelime duymuyordu kulaklarım. Bombanın ardında bıraktığı uğultu sağır olmaktan çok daha kötüydü. Çığlıklar vardı o bulutun içinde, Beren'in çığlıkları... Demir'in lanet kahkahası, kırılan cam, ezilen metal, havaya savrulan parçalar... Kurşunlar vardı, vızır vızır uçan, dört bir yanımda... ama en çok uzaklaşan motorun sesi yankılanıyordu beynimin içinde.

Ufukta küçük, koyu bir gölge olana dek takip etmiştim o motoru. Bacaklarım hayatının en önemli maratonuymuş gibi koşmuştu kilometreleri. Kaslarım yanıyor, her adımda tendonlarım parçalanıyordu. Sonunda dizlerimin üstüne yere düştüğümde bedenimde harcayacak azıcık bile enerji kalmamıştı. Bir binanın yıkılmasından farksızdı çöküşüm. Deprem yerin altında değil kendi kalbimde yaşanmıştı.

Güçlü eller beni yeniden ayağa kalkmaya zorluyorduysa da yaşam çekilmişti uzuvlarımdan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güçlü eller beni yeniden ayağa kalkmaya zorluyorduysa da yaşam çekilmişti uzuvlarımdan. Kan içindeydi yüzüm, gözlerimin önündeki dünya. Patlamayla savrulduğumda başıma aldığım yaradan boşalan kızıl yaşam ensemden aşağı akıyordu hala. Sıcaklığı adım adım yaklaştığım cehennemi hatırlatır gibiydi. Ölüyor muydum? Ağladığımı bile duyamayacak kadar işlevsizdi kulaklarım.

Az sonra soğuk asfalta çarpmıştı yüzüm. Bir kez daha yerdeydim. Gözlerimi kapamanın vakti gelmişti belki. Karanlık bu renk cümbüşünden çok daha huzurlu olmalıydı. Ruhumun ağır ağır uzun bir yolculuğa doğru kaydığını hissediyordum zaten. Ama Hayır! oldu o an gaipten gelen cevap. Beren! diye eklemişti harfleri bir kanca gibi tenime batırıp. Gidemezdim, hayır! Onun hala bu dünyanın bir köşesinde olduğunu bile bile göze alamazdım yok olmayı.

AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin