Bölüm 59

9.2K 603 254
                                    


Selam,

Saat çok geç de olsa söz verdiğim gibi bölümü yüklüyorum :) Çünkü merak içinde bir okuyucu asla ve asla bekletilemez :)

Uzun bir cumartesi gecesi ya da keyifli bir pazar sabahınızda okumanız dileğiyle... 

öpücük :*

***

If you get lost in the shadows
There's a fire inside you
Be the light that guides you

***

BÖLÜM 59:

OH BABY DOLL

Rüzgar'dan...

Elektrik... 

Yakıcı, göz kamaştırıcı, iç titreten, tüyleri diken diken eden...

Elektrik.

Aynalıdaki durum tam olarak buydu işte. Dikkatli baksam havadaki mavi kıvılcımları bile görecektim sanki. İçimi gıdıklayan cızırtılar kulaklarımda dans ediyor, tenim minik iğneler batıyormuş gibi karıncalanıyordu. Enerji daha şimdiden vücudumu ele geçirmiş gibiydi. Sıcaklığın ayaklarımdan bedenime doğru ağır ağır ilerlediğini ve geçtiği yerlerdeki tüm hücreleri tutuşturduğunu hayal mi ediyordum acaba?

Oturduğum yerde kıpırdanıp bu rahatsız edici histen kurtulmayı denedim. Hepimiz kendi ayaklarımızla, çarpılacağımızı bile bile salona gelmiştik bugün. Acı çekmekten zevk alan mazoşistler gibi o kaçınılmaz anın gelmesi için dakikaları saydığımızı bile söyleyebilirdim. Alev'in bir bomba gibi aramıza düşmesini ve bizi yakıp kendimize getirmesini bekliyorduk elbette. Sanki aradan iki hafta değil de asırlar geçmiş gibiydi. Onca zaman gerilen tüm ipler kopmak için kraliçenin aramıza teşrif etmesini bekliyordu.

"Ne kadar kaldı?" dedi Güney beşinci kez. Heyecandan son on dakikadır aynalının girişinde volta atıyordu. Ders saatine hızla yaklaşmamıza rağmen henüz sadece ikizi ve ben aynalıya geldiğimizden sinirleri iyice gerilmişti.

"Hala yarım saat." dedim oturduğum yerden onu rahatlatmak için.

Kuzey hemen yanımda gülmüştü. "Yani son soruşunun üzerinden sadece iki dakika geçti kardeşim."

"Aman bugün ne kadar da komiksin kardeşim."

Güney arkasını dönüp bol küfür içeren bir şeyler mırıldandıysa da tam duyamamıştık. Onu neyin bu kadar huzursuz ettiğini biliyordum elbette. Rahat duruşlarımızın altında Kuzey'in de benim de aklımda onunkilerle birebir aynı sorular vardı.

"Diğerleri de gelir birazdan herhalde, değil mi?" dedi Kuzey telefonuyla ilgilenir gibi yaparken. Asıl söylemek istediğinin Neden hala kimse gelmedi? ya da Yoksa gelmeyecekler mi? olduğuna emin olsam da onu bozmadım.

"Hala vakit var. Gelirler birazdan." dedim kendimi de bu fikirle rahatlatmak için. Alev'in çağrısının işe yaradığını görmemize, yeniden bir ekip gibi aynalıya girmemize ve iki hafta sonra adam gibi bir antrenman yapmamıza hala vakit vardı. En azından ben buna inanmak istiyordum. Alev'in herkesi ikna ettiğini düşünmekten başka yapılacak bir şey yoktu şu noktada korkarım. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AYNALI SALONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin