Benimle Kal - Bölüm: 7

Start from the beginning
                                    

"YARDIM EDİN LAN!"
"S*KTİĞİMİN MEKANINDA KİMSE YOK MU?"

Kesik kesik duyduğum bir sürü küfür çıkıyordu dudaklarından. Acı vardı sözlerinin altında. Gizemi çözüm bulmamış bariz bir korku vardı sesinde.

Sol elim büyük avucunun içinde, sağ eli yanağımda narince dolanıyordu. Kafamın üzerindeki çenesini yavaşca kaldırarak baktığım kan bulaşmış avcuma bir öpücük bıraktı. Elimi bırakmadan hafif sakallı yüzüne bastırdı.

Elime bulaşan kırmızı sıvıdaydı hâlâ bakışlarım. Avcuma bir öpücük daha bıraktı. "Şişşst korkma iyi olacaksın."

Avcumda bir ıslaklık vardı, zorla yutkundum. Ağlıyor muydu o?

Birbirine karışan sesler, bulanıklaşan simalar bir bir yok olurken Meriç'in eli hâlâ elimde, diğerini ise düşmesin diye yanağına bastırıyordu. Gözlerim kapanırken duyduğum son şey Meriçin uğultulu sesi oldu.

"Ben sana geç kaldım biliyorum ama lütfen sen erken gitme... benimle kal... "

***

Afra'nın gözleri kapandı, Meriç daha sıkı sarıldı. Gözlerinde yerleşmiş kan normalden daha da korkunç görünmesini sağlıyordu.

Koray merdivenin başında nasıl böyle bir şeye sebep olduğunu düşünüyordu. Nasıl sevdigi kıza kendi elleriyle zarar vermisti aklı ermiyordu. O sadece Meriçe nefretini kusmak, onu da üzmek istemisti.

Nerden bilebilirdi sinirden gözü dönerek cam duvara fırlattığı şişenin camı devirebileceğini ve en kötüsü devrilen camın parçalarının bir alt kattaki Afraya denk gelebileceğini.

Bir insan sınadığı yerden sınanır mıydı?

Meriçi üzmeye çalışırken neden kendisi paramparça oluyordu?

Kulağına çalınan ambulans sesleri ile duvara sırtını yaslamış, yaşadığı olayın etkisiyle hıçkırarak ağlayan Eftelyaya baktı. Belli ki ambulansı o aramıştı.

İçinde bulunduğu şoktan biraz olsun uzaklaşabilmişti. Sarsak adımlarla ilerledi. Meriç'in kucağındaki kızı sarmalamış, durmaksızın saçlarını öperek kollarının arasındaki hareketsiz bedene deli gibi telkinler verdiğini gördü.

Boğazındaki büyük yumruyu yutmak zorlaşmıştı.

Karşısında ki herkesin korktuğu, yer yüzünün gördüğü en güçlü adam. Onun ilk defa kontrolü elinde tutmadığını farketti. Yüzüne, ellerine bulaşan kana baktı. Gözlerine bakamadı.

Korktu

Zira karşısında kendisine kardeşim diyen adam değil, hayattaki hiçbir şeyden korkmasın diye babası tarafından vahşi hayvanların arasına atılan ve zamanla onlardan daha fazla vahşileşmiş Meriç Demir Arca vardı.

Son bir cesaret dedi kendine. Afra için!

Tıp okuyordu ya belki yardımı dokunurdu.

Elini korkarak Meriç'in omzuna dokundurdu "İyi ola-" hiç beklemediği anda duvara fırlatılmasıydı sözünü. "Dokunma lan!" diye öfkeyle soluyarak biraz daha sardı minik bedeni.

"Abiiii" kardeşinin cılız, yorgun düşmüş sesi dahil oldu bu sefer. "Izin ver yardım etsin. Afra için. O..." devamını söylemeye ne gücü vardı ne de cesareti. Ama anlamıştı Meriç "Ölmeyecek!" dedi "O ölmeyecek!"

Tutuşunu hafiflestirdi. Bu izin verdiği anlamına geliyordu. Koray hemen yerini alıp zaman kaybetmeden nabzına baktı. "Yaşıyor!" dedi hüzünle karışık bir sevinçle. Babasını yeni bulan bir çocuk kadar heyecanlı ve fakat tekrar kaybetmenin korkusuyla bütünleşmiş.

Benimle KalWhere stories live. Discover now