²👑 '𝑻𝒆𝒓𝒓𝒊𝒃𝒍𝒆 𝑷𝒍𝒂𝒏'

181 15 8
                                    

Bilgilendirme : Bölümün sonunda Kraliyet Ailesini tanıttım. Kafanız karışabilir.

"Ne demek değil?"

Rosé ofladı. O sırada Lucas olduğunu düşündüğüm ama Rosé'ye göre olmayan kişi beni indirmişti. Suratıma bile bakmıyordu. Harbi kimdi bu?

"Ne bileyim ben ona benzemiyor."

Jennie'de tırmandığında direk ona baktı. Küfürler mırıldanıyordu. Lanet mi okuyordu? Hangi dil onu bile bilmiyorum.

Bir kızlara bir de adama bakıyordum. Hala tepkisizdi. Ne garip. Jennie öksürüp sarmaşıklardan atladı.
Yüzüne masum bir gülücük kondurdu.

"İyi akşamlar Prens Jungkook."

Saygıyla eğilirken gözleriyle bana baktı. Bende selam verdim.
"Biz de Lucas arkadaşımıza bakıyorduk. Prenses okulu için bir kaç eşya gerekliydi sabah çok fazla ki-"

Jennie'nin sözünü kesip konuşmaya başladı. Bu garip ortamda ilk defa konuşuyordu.

"Jennie kimi kandırıyorsun? Gizli göl değil mi? Geçen sene söz vermiştin bir daha gelmiyeceğiz diye n'oldu? İkinizden de bıktım bu okula yakışmıyorsunuz."

Jennie Prens Jungkook'un görmiyeceği şekilde göz devirirken Rosé'de sarmaşıklardan atlamıştı.
Bana doğru döndü.

"Yanınıza yeni birini de almışsınız. İnanamıyorum."

İlk defa bana bakıyordu. Yüzümü incelerken mahçupça yere doğru baktım. Jen ve Rosie bir şeyler fısıldaşıp kaş göz hareketleri yapıyordu. Neler olduğunu anlamaya çalışırken Rosé birden kendini yere atıp çığlık attı. Gözlerim açılmış onlara bakıyordum.

"Ah bileğim." yüzünü ekşiltti.
Jennie paniklemiş gibi yaparak Rosé'nin yanına eğildi.

"İyi misin? Yürüyebilecek misin?"

Rosé dolu gözleriyle kafasını olumsuzca salladı. Oyunculuklarına hayran kalmıştım doğrusu. Bayan Taeyeon bu kızları görse hemen takıma alırdı. Düşüncemle gülümserken Jungkook ikisine tepkisizce bakıyordu.

Göz devirdi. "Saçma sapan haraketler yapmayın. Hemen okulunuza geri dönün. Jennie seni bir daha burda görürsem ne gerekirse onu yaparım."

Sonra Rosé'ye baktı.
"Aynı şekilde seninde" ikiside üzgünce kafalarını salladılar. Bana hiç kızmamıştı. Hatta doğru dürüst bakmamıştı bile. Bir dakika ben niye bunu düşünüyordum? Sarayın kapısına doğru yürürken aklımdan bin tane soru geçiyordu. İlk Prens'le tanışmıştım. Hemde bu vaziyette tanrım ne harika ama.(!)

"Hadi gidelim bu seferde Prensese yakalanıcağız."

Jennie,Rosé'ye kalkmasında yardım ettikten sonra bana baktı.
"Lisa biraz sakin olsana Prens Jungkook beni kardeşi gibi sever. Hiç bir halt yapamaz. Saraya giriyoruz ve bunun sonu ölüm ama o hep bizi koruyor."

Ellerini havaya kaldırarak konuşmasına devam etti.
"Başkası yapsa sabaha kalmadan Papa'nın kayığına binerdi."

Rosé kahkaha atmaya başlarken kızların rahat davranışları beni şok ediyordu. Buraya bir görev için gelmiştim. Görev bittikten sonra da istediğim kadar mücevher alacaktım. Ama bu aptal kızlar başımı belaya sokacaklardı. Onlardan en yakın zamanda kurtulmalıydım.

Sanki Prenses değil serseri olmak için bu okula gelmişlerdi. Harbi neden burdaydılar?

"Bana bakın. Yanınız da mum var mı? Burası çok karanlık okul bile gözükmüyor."

Rosé omuz silkip sarayın etrafını aydınlatan meşalelerden bir tanesini aldı. Pardon çaldı diyecektim. Kolay bir şekilde meşaleyle sarmaşıklar tırmandı. İlk bana sonra da Jennie'ye yardım etmişti. Hızlıca okula doğru yürüyorduk. Onlar kendi katlarına giderken bende kendi katıdaki merdivenlerden sessizce çıkıyordum.

ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖWhere stories live. Discover now