¹¹👑 '𝑩𝒆𝒕𝒓𝒂𝒚𝒂𝒍'

94 13 4
                                    


"Hey neyden bahsediyor sunuz?" Rosé kapıya yaslanmış şekilde bize bakıyordu. İnciler kalesine yerleşmişti demek ki. Ah o kadar saf ki başına geleceklerden bir haber. Onu korumak isterdim ama benim başka mühim işlerim vardı. Kendini korumasını öğrenecekti böylece ya da onu sadece ölüme terk ediyordum.

"Hiç. Hiç bir şeyden." dedi Momo fısıldar gibi.

Gülümsedim.
"Saraya hoş geldin Rosé. Umarım alışırsın. Diğer incilerle kavga etme diyeceğim ama Jimin'in ilk incisiymişsin. Şaşırdım doğrusu."

"Bende ilk başta bayağı şaşırdım ama sonradan anladım neden ilk olduğumu. Prenses Joy istemiyormuş."

"Prenses kardeşlerinin hayatına çok karışıyor. Anlamıştım daha önceden."

Rosé beni onaylarcasına kafasını salladı. Tam o anda sarayda zil sesi geliyordu. Herkesin adım sesleri bu kaleden bile duyuluyordu. Rosé anlamamıştı ne olduğunu.

"Noluyor Lisa? Bu seste ne?"

Omuz silkerek bilmediğimi gösterdim. Sıradan bir hizmetçi odaya girerek servis tabağında ki minik keklerden bize verdi mavi ve pembe renklerindeydi. Tanrım yoksa? Rosé keki yerken kadına doğru döndüm.

"Bunlar ne için?"

"Lalisa hanım bütün bu telaş ve koşuşturma Prens Yoongi'nin incisi Suran hanımın hamile olmasından. Duyduğuma göre üç aylıkmış daha. Kekleri de Prenses Chungha ikram olarak dağıtın dedi bende sizin gibi güzel incilerimize en iyi kekleri getirdim. Salonda da hizmetçilere kese kese altın dağıttırıyor."

Beynim durmuştu adeta. Nefes dahi alamadığımı hissettim. Hizmetçi cevap vermediğim için garipçe beni süzüyordu. Toparlanıp gülümsemeye çalıştım. "Öyle mi? O zaman bu hafta sarayda eğlence düzenleyecekler?"

Keki boğazımdan aşağı gitmesi için zor yutkunmuştum. Kadın kafasını hızlıca salladı. Göz ucu ile Rosé'ye baktım ikinci keki yiyiyordu tanrım olacakların farkında bile değil. Bu kız neden bu kadar saf?

"Tabiki de Lalisa hanım. Kraliyet ailesinden herkes önce aynı masada yemek yiyecek sonra ise müzikli eğlence başlayacak. Prensler yanına sadece bir tane inci alabilir eğlence için."

Kafamı hafifçe sallayıp kadına gitmesini işaret ettim.
Rosé gülümsedi. "Ben kesinlikle geliyorum yani. Hemen hazırlanmam gerek."

Kendi odasına gitmeye yeltenirken kolunu tutup kendime çektim.
"Niye mutlusun? Aptal mısın? yoksa cahil mi?"

"Ne?"

"Prensin çocuğu olacak farkında mısın? Bir şey demeyecek misin?"

"Ne diyeyim? Tanrı Analı babalı büyütsün?"

Göz devirdim. "Hayır. Bu olay prensi element tahtın varisi yaptı. Hele o bebek bir de erkek doğarsa Suran diğer incilere yani bize acımaz bile."

Rosé'nin gözleri açılmıştı. Elini şok olmuşcasına ağzına götürdü oldukça endişeli duruyordu.
"Ne diyorsun sen? Bu felaket! Ne yapacağız şimdi? Geriye üç taht kaldı ama altı Prens var."

Omuz silktim.
"Bırakalım da onu Prenses Dahyun ve güzel kızları düşünsün. Sen kendini korumaya al Rosé. Diğer kızların sana doğru kıskanç bakışlarını hissedebiliyorum."

|

"Aslan oğlum hoşgeldin!" Chungha adeta heyecandan yerinde duramıyordu. Odasında bir sağ bir sol tarafa yürüyordu durması ise Yoongi içeri adım attığında olmuştu.

"Anne beni niye ilk defa görmüş gibisin? Biliyorum baba olacağım."

"Hayır hayır," yanında ki tahtı göstererek oturmasını işaret etti.

ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖWhere stories live. Discover now