⁵👑 '𝒀𝒆𝒓𝒊 𝒊𝒔 𝒅𝒊𝒆'

99 13 0
                                    

Kollarımı birbirine bağlayıp Momo'yu dinlemeye devam ettim. Kraliçe'nin bana verdiği görev aslında çok büyüktü. Demek ki gerçekten bana inanmıştı. Tek bir sorun vardı o da lanet Kim Yerim'in yerini bulamıyorduk. Üç hafta çoktan geçmişti.

"Son iki yer kaldı. Ütopya'dan başka bir krallığa gitmiş olamazlar. Kraliçe Sohee'nin lafı sadece burada geçiyor."

"Tamam yine okuldan sonra gideceğiz değil mi?"

Momo ağzını açaçakken gözleriyle arkamı işaret etti. Rosé ve Jennie vardı. Perileri de yanlarındaydı.

"Nereye gideceksin yine Lisa?" [Jennie]

"Saraya yeni çatal bıçak seti almaya diğer setin bir bardağı kırılmışta."
Jennie anlarmış gibi kafasını salladı. Yalan söylemede ki yeteneğim o kadar artmıştıki kendimle gurur duyuyordum. Rosé'ye doğru döndüğümde onda farklı bir şeyler vardı. Daha da güzelleşmişti sanki.

"Makyaj mı yaptın sen?"

"Evet. Baktım ki Lady olamayacağım ben de Prenses olmak istiyorum."

"Öyle mi hangi Prensi tavlamayı düşünüyorsun?" bir yandan Jennie ile gülerken sorumu sormuştum. Rosé ise kafaya takmış çok ciddi duruyordu.

"Prens Jimin'i düşünüyorum. Aslında ilk hedefim Yoongi'ydi. Ama o kadar soğuk ki buzullarda yaşıyor sanki."

"Neden o?" [Jennie]

"Hem yakışıklı hem akıllı. Bir de kolay av zaten kızlara düşkün olduğunu herkes biliyor."

Shuhua,kanatlarını çırptı. [Jennie'nin perisi] "Ama Prens Jimin'i isteyen tek sen değilsin. Tzuyu'de var.En büyük rakibin olabilir."

"O kız Jimin'e fazla takık ve kusura bakma da senden güzel." Momo her zaman ki gibi fazla açık sözlüydü. Gözlerimi büyütüp ona baktığımda omuz sillkmişti.

"Güzellik işe yarasaydı... O kızın kuş kadar beyni var. Görüceksiniz Jimin beni seçecek."

"Umarım öyle olur." Sowon,Rosé'ye umutsuz vakaymış gibi bakıp elini alnına koydu. Zil çaldığında öğlen arasının bittiğini hepimiz öğrenmiştik. Periler başka tarafa yürürken ben de Jennie'nin koluna girmiştim. O da Rosé'nin koluna girmişti. Sınıfa yürüyorduk. Sınıfa girdiğimde kitabımı ve defterimi çıkarttım. Dersimiz saray adabıydı.

|

Atlı arabadan inip çantamı sırtıma taktım. Ütopya'nın şehir merkezine gelmiştik. Burada hayat daha hızlı ilerliyordu. İnsanlar tezgahlarını kurmuş ipekten kıyafetler,camdan ayakkabılar ve sayamayacağım daha bir sürü güzel eşya satıyordu. Momo'ya döndüğümde eliyle işaret ettiği yere doğru uçuyordu. Bende onu takip ediyordum. İki katlı bir binanın önünde durduğunda kapıyı tıktıkladım. Yaşlı bir teyze kapıyı açmıştı.

"Hoş geldin kızım burası kaybolan kadınlar evi. Neye bakmıştın?"

"Ben saray vekili olarak geliyorum. Minik bir kontrol için." kolumda ki dövmeyi gösterince bana inanmışlardı. Her saray çalışanının bu dövmeden yaptırması şarttı. İçeri girdiğimde gözüm sadece Yeri'yi arıyordu. Neredeydi bu kız?

"Saray vekili geldi hanımlar toplanın!" Yaşlı kanının çağrısıyla kadınların hepsi toplanmış bana bakıyordu. İşte oradaydı. Kim Yerim. Gülümseyerek Momo'ya baktım. O da benim kadar mutluydu. Sahtece öksürdüm.

"Ben Kraliçe Soojin'in hizmetkârı Lalisa. Buraya kontrol için geldim. Bir günde neler yapıyorsanız yine aynısını yapın lütfen."

"Tabiki de nasıl isterseniz. Bugün cuma günü o yüzden kızlar nehire gidip çamaşırlarını yıkarlar."

ꪊ𝓽ꪮρ𝓲ꪖWhere stories live. Discover now