🌙

33 5 0
                                    

(Fotoğraf o kadar güzel ki...I.M'e mi ölsem Wonwoo'ya mı aralarındaki samimiyete mi hiç bilemedim? Çok hoş fotoğraflardan!)

Bu olay sonrası dedem de uyanmıştı. Ayaklanmıştık. Babasının her şeyden haberi vardı. Ama bizim ondan haberimiz yoktu. Oturma odasında oturmuş ve bir açıklama bekliyorduk.

-Baba...ne oldu?

-Dünyaya gelmek istediğini söylediğin zaman sana annen gibi olduğunu söyleyip kızmıştım. O gün bana anneni hatırlattın. Senden çok anneni takip eder oldum. Evliliğiniz, çocuklarınız, Minseo'mun mutluluğu...bunları gördükçe vicdan azabı çekmeye başladım. Delirmek üzereydim. Daha fazla dayanamayıp gelmek istedim. Artık güzel bir yuva kurmamız ve buna imza atmamız gerekiyordu. Bu yüzden geldim. Oğlum!

-Efendim?

-Annenle zamanında kuramadığım o sıcak yuvayı kurmak için geldim. Bana yardım edeceksin değil mi?

-Tabiki! Hatalarını fark etmenle birlikte tüm öfkem geçti. Elimden gelen her şeyi yapacağım.

-Beyefendi! Bir kadının kalbini kazanmak zordur. Bunu biliyorsunuz değil mi?

-Elbette biliyorum efendim. Ve elimden gelen her şeyi yapacağım. Dedi ve ortamda bir sessizlik oluştu. Telefonumu aldım ve çaktırmadan Anneme durumu anlattım. Yarın buraya gelmesini söyledim.

-Mimi...babam'a yatak kurmalıyız. Hepimiz uyuyalım.

-Tamam. Dedim ve kalkıp 3.odayı açtım. Orası artık babamın odasıydı. Mutluydum, endişeliydim, ne olacağına karşı belirsizdim. Ama bardağa dolu tarafından bakıp iyi düşünmeye çalışıyordum. Babam da o odaya yerleşince cebinden cüzdan çıkardı.

-Baba...bu nedir? Diye merakla sordum.

-Ah şey...Senin Seohan ile ne kadar uğraştığını görünce bunlarla uğraşmanın zaman kaybı olacağını düşündüm. Bu yüzden kendim hazırladım. Gelmeden önce...

-Anladım. İyi yapmışsınız! Dedim ve odadan çıkarken kapıyı kapatmak amacı ile kapı kolunu tuttum.

-HyeMi kızım! Dediğinde tuttuğum kapı kolunu bırakmadan başımı kaldırıp ona baktım.

-Efendim?

-Çok iyi bir annesin! Bu konudan şüphen olmasın tamam mı? Dediğinde kocaman gülümsemiştim istemsizce.

-Teşekkür ederim babacığım. Çocuklarım için en iyisini yapacağım. Dediğimde o da bana gülümsedi ve odadan çıkıp kapıyı kapattım. Sonra mutfağa gittim ve bir şeyler atıştırıp yatağıma geri döndüm.

-Mimi...çok mutluyum.

-Farkındayım. Kimliğinden cüzdanına kadar baban her şeye hazırlıklı gelmiş! Uyuması için odaya götürdüğümde cebinden cüzdan çıkardı. Çok şaşırdım.

-Cidden mi? İsmini ne yapmış acaba?

-Bunu yarın öğreniriz. Uyu hadi. Çok yordu bu gece bizi.

-Öyle oldu. Sarılarak uyuyabilir miyiz?

-Neden izin alıyorsun? Sanki ilk defa sarılacaksın. Tabiki izin veriyorum...

-Aslında...o da doğru. Dedi ve kocaman kollarını bana doladı.

Sabah için endişeliydim. Belki çok ters bir tepki verecekti. Belki de özleminden dayanamayıp boynuna sarılacaktı. Bu belirsizlik içinde huzurlu ama bir o kadar da tedirgince uykuya daldım.

Sabah gözlerimi ağlama sesi ile açtım. Yataktan kalkarken aynı zamanda konuşuyordum. Minho uyanmıştı.

-Aigooo oğlum. Günaydın! Biraz daha uyusaydın da anneni rahat bıraksaydın olmaz mıydı annecim? Dedim ve onu yataktan aldım. Sonra yanımın boş olduğunu fark ettim. Oturma odasına gittim ve sadece Seohan'ın ayakta olduğunu fark ettim.

~MOON'S SON~Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon