🌙

121 12 10
                                    

(Sana ne kitaplar yazsam, ne şarkılar söyleyip ne şiirler okusam, anlatamam. İçimde tuttuğun yeri açıklayamam. Sen benim Ay'ımda saklı olan çiçeğimsin..)

-Toplam 87.54₩ efendim.

Kadına parayı verdikten sonra fişimi bana geri iade etti. Poşetlerimi ellerimde sıkı sıkı tutup evime doğru yürüdüm. Biraz alışveriş yapmam gerekmişti. Bu gece aklımda bir plan vardı. Ona içirip yemeklerden tattıracaktım. Böylece damak tadını da öğrenecektim. Eve gelip yemekleri hazırladıktan sonra buzdolabına tıkıştırdım. İçkileri de yerleştirdikten sonra buzdolabına gülünseyip kapattım. Hava hafif kararmıştı. Banyo yapıp çıkana kadar gece olmuştu. Odama gidip pencereyi açtım. Ve pencereden biraz uzaklaşıp boynumu kurcaladım. Tekrar gelmişti.

-Görmeyeli nasılsın?

-Ne kadar uzun süredir görüşmüyoruz ki?

-Ooo bugün atarlısın!

-Babamla kavga ettim.

-Neden?

-Boşver.

-Neden?

-Önemi yok.

-Nedeeen? Anlat işte!

-Seni hala öpüp öpmediğimi sordu. Öpmediğimi söyleyince tebrik etti. Sonra ben de senin sevgilin olduğunu ve bu yüzden öpmediğimi söyledim. O da bana zaten gerek olmadığını söyledi. Ben de normal bir insana dönüşmek istediğimi söyledim. Buna karşı çıktı. Ve seni öpeceğimi söyledim. Sonra da beni çağırdın.

-Anladım...şey özür!

-Neden?

-Suçlu hissettiriyor. Dedim. Masama dayanmıştı. Aniden kalkıp karşıma geçti. Yere bakıyordum. Çünkü gerçekten azıcık da olsa suçlu hissetmiştim. Beklenmedik bir şekilde elini çeneme koydu ve başımı hafifçe kaldırdı. Gözlerimiz buluşmuştu. Kendimi tuhaf hissetmiştim. Saçımı kulağımın arkasına tıkıştırdı.

-Hayır. Suçlu hissetme. Geleceği ikimiz de bilemeyiz. Ne olacak bilmiyoruz.

-Peki. Adına karar vermedin mi? Dedim. Gülüp başını eğdi. Gerçekten gülüşü çok güzeldi.

-Evet. Karar verdim!

-Nedir?

-Bir insanda duymuştum ve çok hoşuma gitmişti.

-Oooo...nasıl bir isimmiş bakalım?

-Seohan!

-Seohan? Güzel. Bir şey soracağım. Kampta kucağıma konan baykuş sen miydin?

-Evet. Gelmemem gerektiğini biliyordum ama boynundaki simge ile temas ettikten sonra gelmek zorundayım. Bu yüzden bir baykuş olarak geldim.

-Yani istediğin her hayvana dönüşebiliyor musun?

-Hm hm!

-Anladııım. Sana bir süprizim var. Gidelim.

-Nereye? Dediğinde kapıya varmıştım. Arkamı döndüğümde hala aynı yerde olduğunu gördüm. Kocaman bir adım atıp parmaklarından bir tanesini tuttum.

-Gel hadiii...dedim ve onu odamdan çıkardım. Mutfağa gittik. Tam o zaman elinin soğukluğunu fark ettim.

-Omo. Ellerin buz gibi. Üşüdün mü? Dedim ve ellerine üflemeye başladım. Katıla katıla gülmeye başlamıştı. Elini benden kurtarıp saçlarımın arasında gezindirdi. Saçlarımı iyice dağıttıktan sonra ona masaya oturmasını söyledim. Yemekleri ve içkiyi çıkarıp masaya dizdim.

~MOON'S SON~Where stories live. Discover now