🌙

74 9 0
                                    

(Wonu bana da öyle sarılsana!.. Bingöl'e geldik arkideşleeee. Seungkwan ayak bileğini sakatlamış. Cumartesi ameliyat olmuş. O iğleşene kadar 12 kişi devam edecez😭)

Sabah gözümü açtığımda bana kocaman sarılmış. Tekrar gözümü kapattım. Bir süre öyle kaldıktan sonra gözümü açtım ve arkamı döndüm.

-Hayatım...hayatıııımm...uyan! Kalk kahvaltı hazırlayalım. Dediğimde o da uyanmış ve kendini yatağın öbür ucuna atmıştı.

-Kalk hadi çok işimiz var. Dedim ve sonrasında hemen ayağa kalktım. Yerdeki gelinliği alıp asarak dolaba koydum ve duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra eski odama giderek elbise aldım ve dedemi uyandırmadan oradan çıkarak odama giderek giyindim. Bornozu odamdaki banyoya geri asarak çıktım. Muftağa gittim ve yemeğe başladım. Sofra hazır olduktan sonra telefonumu alıp bildirimlerime baktım. Annem gece burada kalmadan gitmişti ve bunu bana mesaj göndererek söylemişti. İlk kahvaltımızı onunla yapmak istemiştim. Ama gitmişti. Telefonu masaya geri bıraktığım zaman Seohan odamızdan çıktı. Pijamalarını giyinmişti ve saçları da ıslaktı.

-Bu kadar süredir duş mu alıyorsun?

-Odayı toparladım. Ooo kahvaltı çok lezzetli görünüyor.

-Dedeyi uyandırayım da başlayalım. Dedim ve dedemin yanına gidip onu uyandırdım. Bizimle kahvaltı yaptıktan sonra Woobin geldi. Kapıyı açtım. Kolunu kapının pervazına dayamış yakışıklı olduğunu sanıyordu.

-Geç!

-Ow no no no! Almak gereken bir şeyler var.

-Huh?

-Senden her şeyini almaya geldim canım!

-Ne saçmalıyorsun?

-Gerçekten seni sevdiğini mi sandın?

-NE DİYORSUN APTAL!? Diye bağırdım.

-Dedecim. Gidelim! Dedemi almaya geldim.

-Neden? Dediğimde yanıt dedemden gelmişti.

-Eve gideceğim. Dükkanı açmam lazım! Dedi ve ayakkabısını giyinip merdivenlerden inmeye başladı. Woobin de iki parmağı ile asker selamı verip peşinden gitmeye başladı. Sevgilisi oldu diye böyle bozulmuş muydu yani?

-Manyak mıdır nedir?

-Kim?

-Woobin! Dedeyi eve götürmek için geldi. Bir tuhaf hareketleri vardı. Manyaklaşmış.

-Sevgilisi olmuş ya. Ondandır. Ama istediğini desin. Benimki gibi güzel bir karısı yok.

-Öyle mi dersin?

-Öyle derim. Dediğinde gidip kocaman sarıldım ona. Kalbi çok güzel atıyordu.

-Seohan.

-Efendim?

-Kalbin artık atıyor. Kalbin çok güzel atıyor.

-Değil mi?

-Evet. Dedim ve ondan ayrıldım.

-Odadaki eşyalarımızı yeni odamıza taşımalıyız.

-Doğru. Gidip halletsek mi? Gün uzun olacak gibi görünüyor.

-Bence de öyle görünüyor. Gidip yerleşelim. Dedim ve eski odama gittim. Yatağımın üstünde minik bir kutu vardı. Şaşırdım ve gidip onu açıp baktım. Dedem gitmeden önce para ve bir not bırakmıştı.

"Düğün telaşı ile bir çok ödeme yaptınız. Bu para sizi biraz rahatlatır diye umuyorum. Bir sonraki yanıma gelişinde bana güzel haberler ver. Bir torun istiyorum Mimi. Ve size gönülden mutluluklar diliyorum..."

~MOON'S SON~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin