~Bölüm 6~

8.9K 385 11
                                    

-Kuzey-

Ambulansa bindirdiler karagözlümü. Neden hayatımdakiler bir bir zarar görüyordu ki?

Gözlerimden yaşlar boşalırken sadece Zeynep'in kapalı gözlerine bakıyordum. O güzel gözlerin tekrar bana bakması için bir yandan dua ediyordum.

O sırada hastaneden içeri girdik. Doktorlardan biri hemen yanımıza geldi. Bir yandan sedyeyle birlikte koşuyor bir yandan bir şeyler söylüyordu.

Hemşireler, ameliyathaneye geldiğimizde önümü kesip içeri girmemi engellediler.

Arkalarından öylece bakakaldım. En son anne ve babamı kaybettiğimde böylesine tükenmiş hissetmiştim. O an Güney abim aklıma geldi.

Titreyen ellerimle telefonu çıkartıp Güney abimi aradım.

"Çabuk söyle Kuzey şimdi seninle uğraşamam!"

"A-abi."

"Ne var lan söylesene!"

"Zeynep!"

"Ne olum ne? İsim mi ezberliyosun?!"

"Abi Zeynep vuruldu." dedim ağlayarak. Ağlamak uzun zamandır bana en uzak olan şeydi.

Telefondan uzun bir süre ses gelmedi.

"Lan nasıl? Hangi hastanedesiniz çabuk söyle! Çıldırtma adamı!"

"... özel askeri hastanesindeyiz."

Telefonu kapattı.

Duvara yaslanarak yere çöktüm. Kimseyi görecek durumda değildim. Kafamı ellerimin arasına alıp dizime yasladım.

O sırada koşuşturma sesleri geldi. Kafamı kaldırdım. Hakan Yarbay ve bizimkiler gelmişti. Hakan Yarbay yanıma oturdu. Kimseden ses çıkmıyordu. Herkes doktordan gelecek haberi bekliyordu.

-Güney-

Kuzey aradığında deliye döndüm telefonu fırlattığım gibi kendimi şirketten dışarı attım. Çalışanların tuhaf bakışlarına aldırmadan koşarak arabama bindim.

Gaza ne kadar yüklendiğimin bile farkında değildim. Zeynep benim kıymetlimdi. Onu kaybedemezdim.

Biraz sonra hastaneye vardım. Koşarak danışmanın olduğu yere gidip.

"Zeynep Arslan! Çabuk nerde olduğunu söyle!"

Karşımdaki kadın kısık sesle. "2.kat koridorun sonunda 1 numaralı ameliyathane..." dedi. 

Koşarak üst kata çıktım. O sırada Kuzey'i ve diğerlerini gördüm. Koşarak yanlarına gittim.

"Nerde? Zeynep'im nerde?!"

"Güney olum bir sakin ol. Ameliyatta hala." Gözleri kan çanağına dönmüş Hakan yarbaydı konuşan.

O sırada doktor çıktı. Hemen başına toplandık. Kuzey zaten doktoru görür görmez fırlamıştı yerinden.

"Zeynep Hanımın yakınları siz misiniz?"

"Yakını olmasak burada ne işimiz var?!" diye atladı Kuzey.

"Evet.Ben abisiyim." dedim sabırsız bir şekilde.

"Kurşun şans eseri sol göğüsünün altına denk gelmiş. 1 cm bile yukarıya denk gelmiş olması ölümüne sebep olabilirdi."

"Açık konuşun!"

"Hayati tehlikeyi atlattık. Gerçekten çok güçlü bir kardeşe sahipsiniz. Hemen kendini toparlayabilecek bir bünyeye sahip. Birazdan normal odaya alacağız."

İçimden güçlü ohh çektim.

_____________
  
2 saat sonra...

-Zeynep-

Güçlü bir baş ağrısı ve anlayamadığım seslerle gözlerimi zar zor araladım.

Yoğun hastane kokusu ve ışıklarından hastanede olduğumu anladım. Yavaşça odada gözlerimi gezdirdim. O sırada Güney abim gözüme çarptı ve diğerleri. Bizimkilerin hepsi buradaydı.

Sahi bunların hepsinin buraya girmesine nasıl izin vermişlerdi.

Uyandığımı Kuzey'in farketmesiyle "Zeynep?!" diye bağırması bir oldu. Tam o anda hepsi başıma toplandı.

Ömer parmaklarını gösterip sürekli o kaç bu kaç diye sorup dururken Kuzey sanki bir uzaylıya bakar gibi beni inceliyordu.

Selim küçük bir çocuk gibi diğerlerinin arasından beni görmeye çalışıyordu.Boyu diğerlerine göre daha kısaydı. Eren ise çikolatası elinden alınmış bebek gibi kollarını birleştirmiş çatık kaşlarla bana bakıyordu.

Güney abim. Onu hiç sormayın. Resmen gözleri dolmuştu ve ben onu ikinci kez böyle görüyordum. Bir duduklarını büzmesi eksikti. Bir anda toparlanıp bağırdı.

"Açılın oğlum. Kızı bir rahat bırakın. Zeynep iyi misin abicim? Bir yerin ağrıyor mu birtanem. Ha gül yüzlüm?"

Abimin ilk defa tek seferde bu kadar uzun konuştuğunu duydum.

"İ-iyim abicim asıl sen iyi misin?"

"Beni bırak sen ben hemen doktoru çağırayım."

_________________
4 saat sonra

Doktorlar gelip gitti abimler başımı şişirdi derken akşam olmuştu. Hastanede yatmak cidden çok sinir bozucu bir şey. Neyse ki çabuk toparladığımı 2 gün sonra taburcu olabileceğimi söylediler.

Aa günün önemli haberini vermeyi unuttum. Halit Erdem ziyaretime geldi. Şaşkınlıktan ne diyeceğimi şaşırdım, elim ayağım birbirine dolandı. O da bunu farkedip anlayışla karşıladı .Kına ve düğünü her şeyi kendi halledeceğini. Sadece kına elbisesi seçip ona göndermemi söyledi. Açıkçası bu beni cidden rahatlattı. Hiç düğün alışverişi filan uğraşamam.

Vurulduğum yer hala ağrıyordu ama bizimkilere belli etmemeye çalışıyordum. Duysalar hastaneyi ayağa kaldırırlar biliyordum.

Bir süre sonra ağırlaşan göz kapaklarıma dayanamayarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.
.
.
.

Bölümü nasıl buldunuz?

Unutulmaz (Sezon 1:Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin