6.1

1.4K 62 45
                                    

LAN BÖLÜM

🌙🌙🌙

Maçın ikinci periyodu da bittiğinde gerginlikle nefesimi verdim. İlk periyodun başlangıcından beri 10 dakika boyunca gözlerim Oliver ve Calum arasında mekik dokumuştu. Ne zaman birbirlerine yaklaşsalar yanımda oturan Michael'ın kolunu sıkıyor ve uzaklaşana kadar tutmaya devam ediyordum. İşin iyi tarafı, Calum bu öfkesinden güç alıyor ve arka arkaya sayılar atıyordu. Hoşuma gitmedi desem yalan olurdu.

Oliver ile lisedeki ikinci yılımda beraber olmuştuk. Onların okulundaki soyunma odalarında su borusu patladığı ve tüm spor salonlarını su bastığı için antrenmanları bizim spor salonumuzda yapıyorlardı. Ben de o sırada çok fazla gençlik dizisi izlediğimden amigo takımına girmiştim, böylelikle kendimi dizideymiş gibi hissediyordum... Salakçaydı ama eğlenceliydi de. Onların antrenmanlarının bitişiyle bizimkinin başlangıcı çakışıyordu. Bu yüzden onlar devasa salonun bir yarısında son olarak soğutma yaparken biz de diğer yarısında ısınmaya başlıyorduk. Onlar soyunma odalarımıza giderken yanımızdan geçmek zorundalardı. Bir ya da iki hafta boyunca Oliver'la bakışmıştık, daha sonra ben yerde bacaklarımı gerdiğim sırada, tüm takım yanımızdan geçip giderken aniden bacaklarımın arasına kağıt parçası düşüvermişti. Katlanmış kağıdı açtığımda ise içinde beni çok tatlı bulduğunu, bu yüzden eğer onunla konuşmak istersem numarasını altına not ettiğini yazmıştı. Son olarak da adını eklemişti.

Oliver ile de böyle tanışmıştım.

9 ay boyunca beraberdik ancak sonlara doğru sıkıntılarımız arttığından ilişkimizi sonlandırmıştım. Çok iyi vakit geçirmiştim, eğlenceli ve kafa biriydi. Ancak bazı pürüzler canıma tak ettiğinden... bitirmiştim işte.

Calum ile Oliver'ın böylesine kanlı bıçaklı olmalarının sebebi ise Calum'la benim atışmamdı. Calum bir erkek arkadaşım olsun ya da olmasın benimle uğraşmayı hayat gayesi bildiğinden beni sinir edecek şeyleri yapmaktan çekinmemişti. Oliver da doğal olarak bundan oldukça rahatsız olmuştu. Calum'ın son yaptığı onu çileden çıkarmış ve tüm takımla beraber bizim okulun basketbol takımının antrenmanını basarak Calum'a yediği bokları kesmesini, aksi takdirde bir sonraki boku kendi elleriyle ona yedireceğini söylemişti.

Ah, hoşuma gitmişti.

Tabiiki de kavgacı erkekler bana çekici geliyor demiyordum, sadece ellerindeki tek spor salonlarını kaybetmelerine sebep olan bu davranışını benim için yapmış olması içimi ısıtmıştı.

Her neyse, öğretmenler 5-6 dakika içinde spor salonuna gelmişti ancak o kısacık dakikalar içerisinde bile birbirlerinin yüzünü dağıtmışlardı. Calum takımdan bir süreliğine uzaklaştırılmıştı ve az önce söylediğim gibi Oliver ile takımı da spor salonumuzu kaybetmişlerdi. Bu yüzden birbirlerinden nefret ediyorlardı.

West-Side Snakes ve Lion Kings 15 dakikalık mola için soyunma odalarına gittiklerinde yanımda oturan arkadaşlarıma döndüm. "Ben Calum'ın yanına gidiyorum."

Ashton "Biz de mi gelsek? Destek olurduk." dediğinde omuzlarımı silktim. "Olur, hadi gidelim."

İnsanların ayaklarına basmamaya çalışarak merdivenlere ulaştığımızda neredeyse herkes araya girildiğinden ayaklanmıştı ve aşırı kalabalıktı, iğne atsan yere düşmeyecek şekildeydi ve attığım adımların nereye gittiğini bile göremiyordum. Bir sonraki basamağı göremeyip yalpaladığımda bir çift elin beni yakaladığını hissettim, ben de doğal olarak o kişinin kollarına tutundum. Teşekkür ederek başımı kaldırdığımda duraksadım.

Oliver'dı.

İçimden tam da sırasıydı diye geçirirken zoraki bir gülümsemeyi suratıma yerleştirdim. "Merhaba Oliver." dedim isteksizce. Evet güzel bir şekilde bitirmiştik ve arada bir yolda karşılaştığımızda birbirimize selam verirdik. Ancak şu an acelem vardı, Calum'ı görmeliydim.

loveless :: chHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin