2.3 (3/3)

5.3K 203 270
                                    

2100 kelimeyi geçti ne manaysa artık

Derin nefesler alarak okumanızı ve tercihen besmele çekerek bölüme başlamanızı öneriyorum iyi okumalar

🌙🌙🌙

Oturduğum yerden ona laf yetiştiremeyeceğimi anladığımda bende onun gibi ayaklanıp kapı tarafına doğru yürürken el hareketleri kullanarak konuştum.

"Gerçekten de benimle barışmak isteyecek kadar iyi biri olduğunu mu düşünüyorsun Hood? Bir çıkarın olmadığı sürece bırak bana iyi davranmayı, benimle aranı düzeltmeyi aklının ucundan bile geçirmezsin. Bu hareketlerine inanmamı nasıl beklersin, Tanrım."

Onun sınırlarını zorluyordum ve bu bir nebze de olsa korkmama sebebiyet verdi. Calum, nasıl desem... öfkesine pek de hakim olamayan bir çocuktu. Karıştığı kavgalarda birkaç kez karşısındakini ölesiye patakladığını görmüştüm. Ama bana bir şey yapamazdı.

Yapamazdı, değil mi?

Yapmazdı tabii canım.

Ellerini saçlarına geçirerek öfkeyle soludu. Daha sonra hızlı adımlarla dibimde bitti. "Hiçbir çıkarım yok, anladın mı?"

Az önceki düşüncelerime tezatlık oluşturacak şekilde korkusuzca ona bakıp kollarımı göğsümün altında birleştirdim. "Sana inanmıyorum." dedim kuru bir ses tonuyla.

Gözlerini yumdu ve aynı anda yumruklarını sıktığını gördüm. Sinirlerine hakim olmaya çalıştığı apaçık ortadaydı. Dudaklarını dilinin yardımıyla ıslattı. Derin nefesler alıp verirken sıcak nefesleri gereksiz yakınlığımız yüzünden cildimi yalayıp geçiyordu. "İnanmak istemiyorsun." dediğinde birkaç saniyeliğine afalladım. Çatılı kaşlarım isteğim dışında eski haline geri döndü ve bağlı olan kollarım gevşedi fakat hala temas halindelerdi.

İnanmak istemiyorsun.

Gerçekten de dediği gibi olabilir miydi? Calum'ın benimle olan iletişimini düzeltmek isteyişine inanmak istemiyor olabilir miydim?

Hadi ama! Bu çok normaldi. Calum Hood'dan bahsediyoruz sonuçta.

Her ne olursa olsun, küçük de olsa açığımı yakalamış gibi gülümsedi. Daha sonra yavaş adımlarla aramızdaki küçük mesafeyi de kapamaya başladı. "Bana inanmak istemiyorsun çünkü bana gram güvenin yok, değil mi Anahera?" Bana yakın olmasını istemediğimden attığı her adımda geriye gittim fakat bu kısa süreli yürüyüşümüz sırtımın duvarla buluşmasıyla falan sonuçlanmadı. Kendimi ondan kaçıyor gibi göstermemekten ziyade, daha çok güçlü olduğumu anlamasını istediğim için arkaya doğru attığım iki adımdan sonra durdum. Benden oldukça uzun olduğu için başımı kaldırdım.

"Sana birazcık bile güvenmiyorum."

"Peki ne yapabilirim?" diye sordu kaşlarını kaldırarak. "Bana güvenmen için ne yapabilirim?"

Güldüm. "Yapacağın hiçbir hareket sana güvenmemi sağlayamaz."

"Hem sana güvenmem niçin umurunda? Sonuçta sana güvenmeden de bu ateşkesi kabul edebilirim."

"Öyle yapsan işime gelirdi ama garantiye almak istiyorum."

Başımı iki yana salladım. "Pislik herifin tekisin."

loveless :: chWhere stories live. Discover now