Hug Me [boyxboy]

altmış iki (final part 2)

Gripin - Dalgalandım Da Duruldum

**

Ondan zorlukla ayrılıp kapıyı kapattım. Beni öptüğü zaman diliminde kafamdan birazdan olacak şeylerin ön izlenimi geçmiş ve heyecandan karnım patlayacak gibi olmuştu. Elini tuttum ve onu odama sürüklemeye başladım. Evet, herifi resmen eve atıyordum şu an. Odaya girdik, arkamı döndüğümde ellerimizi ayırıp belime koydu ve dudaklarıma yaklaştı, ama öpmedi. İkimiz de montlarımızı çıkardık üşümemize rağmen, nasılsa birazdan birbirimizde ısınacaktık.

Ellerini kazağımın içine sokarak yavaşça yukarı sıyırdı, ben de ona yardım ederek çıkardım. Islak elleri çıplak gövdemden dolaşırken titreyip ben de onun kazağını yukarı sıyırdım.

Kazağını çıkarmama izin verdi, ardından ona doğru uzanıp dudaklarımızı birleştirdim. Yavaşça birbirimizi öperken asansördeki halimizden eser yoktu. Gece uzundu ve tadını çıkarıyorduk. İkimiz de birbirimizin tenini okşarken dokunuşları ilk kez bu kadar etkili geliyordu.

Bir süre sonra ortamdaki sakinlik yerini yoğun bir arzuya bırakmaya başlamıştı. Elini kasıklarıma yakın bir yerde dolaştırırken parmakları iç çamaşırımın üstünden ağır bir şekilde beni okşadı. Ağzının içine memnun bir şekilde inlediğimde yavaşça aşağı yukarı hareket etmeye başlamıştı. Birkaç saniye sonra aynı ben de ona dokunmaya başlamıştım. 

Dudaklarımızı ayırarak yüzünü geriye çekti ve elalarını gözlerime dikti. Pantolonumun kemerini açarken dudaklarının ıslaklığı dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Ensemdeki elini yüzüne getirerek ıslak dudağını okşadım. Hiç beklemeden parmağıma minik bir öpücük kondurdu. İstemsizce gülümsediğimde o gülümsememişti, ama gözleri her şeyi anlatıyordu zaten. Bundan sonra kötü hissettiği her an gözlerine bakmaya karar verdim.

Pantolonumu aşağı sıyırdığında kafamı aşağı eğerek pantolonu ayaklarımdan sıyırdım. Sonra ben de aynı işlemi ona uyguladım ve hiç beklemeden dibime girerek beni geri geri itip yatağa oturttu. Üzerime eğilip belimdeki ellerini aşağıya kaydırdı ve kalçama, oradan da baldırlarıma ulaştı. Diz kapaklarıma geldiğinde beni arkaya doğru iterek üzerime uzanacak alan oluşturdu kendine.

Bacaklarımın arasına tamamen uzanıp vücutlarımızı birleştirdiğinde dudaklarımız da birleşmişti. Her saniyede hızlanan öpücükleri boynuma indi ve dudakları orada birkaç gün geçmeyeceğine emin olduğum ısırıklar bırakmıştı. Bu süre zarfında ben de saçlarını çekiştirmekten ve inlememek için dudaklarımı tutmaktan dışında bir şey yapmamıştım. Baskın olan oydu, bu belliydi zaten ama kendimi bırakışım beni bu şekilde sevmesini de istemem de nedenlerden biriydi. Dokunuşları ilk defa bu kadar şeffaftı.

Öpücükleri aşağıya kaydığında göğsümün ortasına bir öpücük kondurup sağ göğsüme ilerledi. Oraya hiç beklemeden ağzını kapayıp dilini sürttüğünde kesik bir inleme çıkmıştı ağzımdan. Aynısını diğer göğsüme de yapmaya başlamıştı, ama durmuyordu. Kafasını kaldırıp
"Yeter, sinir uçlarımı öldüreceksin." dediğimde birkaç saniye gözlerime bakakaldı ve sonra kahkahayı bastı. Anlamaz bir ifadeyle yüzüne bakarken gülümsemesini kesmeden yukarı doğru gelip dudağıma bir öpücük bıraktı. "Çok tatlısın."

Sonra tekrar aşağıya indi ve iç çamaşırımın kenarlarını tutarak gözlerime kışkırtıcı bir bakış attı. Tüylerim diken diken olurken üzerimdeki parçayı aşağıya doğru sıyırdı. O sırada iyi ki ışıkları açmamışız, diye düşünmeden edemedim. Çok utanmıştım.

Beni tekrar kavradı ve yukarı çıktı. Yüzümle aynı hizaya gelip dudaklarımı öpmeye başladığında eli aşağı yukarı hareket etmeye başlamıştı bile.