dokuz

7.7K 549 95
                                    

Bir şeyler için çabalamak ve onu elde etmek için elimizden geleni yapmalıydık. Eğer ki istediğimiz şey hayatta istediğimiz en çok şeyse belki de daha fazlasını yapmalıydık.

Ben bir yüzücüyüm. İstediğim başarıyı elde edebilmek için hayatımın yarısını havuzda geçirmişimdir belki. Olaya sadece çok çalışmak olarak bakmayın, bir amaca ulaşmak için bir şeylere katlanma gücü bulabilmek o işin önemini, amacın güzelliğini artırıyor. 

Bu yüzden kulaçlarım kollarımı ağrıtsa bile sonunda ulaşacağını yerin beni mutlu edeceğini bildiğimden durmadım. İşte yüzmenin bana kazandırdığı şey buydu; disiplinli ve pes etmeden çalışmak. İstediğin şey için çabalamak. Su ne kadar dalgalı olursa olsun yine de kollarını oynatacak gücü bulabilmek. Ama bazense şansıma su dingin oluyordu, ben de kendimi sırtı üstü yatırıp suyun o nadir huzuruna bırakıyordum kendimi. 

Suyun altından çıkıp havuzun kenarına oturdum nefes nefese. Biraz dinlenmeliydim, fazla hareket etmiştim ve havuza bir şey yemeden girmiştim. Başım dönüyordu, havuzda bayılıp ölmek istemezdim bu genç yaşımda.

"Yüzücü olduğuna emin misin? Senden daha iyiyim bence."

Sesin geldiği yere kaşlarımı çatarak baktım. Ulan daha dün bana resti çeken bu değil miydi? Nasıl böyle rahat konuşabiliyordu şimdi?

"Şu an dengesizliklerinle uğraşamayacağım Demir."

Bunları söylerken gözlerim havuzdaydı. Yüzüne bakmak istemiyordum, daha doğrusu yarı çıplak vücuduna. Bir süredir libidomu tatmin edecek şeyler yapmıyordum ve sınırdaydım. Ondan etkilenirken bu manzarayı görmek bana iyi gelmemişti.

"Kızmışsın." dedi sesi daha yakından gelirken. Bir şey demedim, ta ki o gelip yanıma oturana kadar.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedim sinir olmuş bir şekilde dibimdeki yüzüne bakarak.

"Yarış yapalım mı?" Beni takmadan konuşmasıyla göz devirdim. Adam beni kale bile almıyordu, kime ne anlatıyordum ki? Ayağa kalkacağım sırada kolumu tuttu.

"Nereye? Daha yeni gelmiştim."

"Demir kes artık şunu." diye sinirle çıkıştığımda şaşkınca verdiğim tepkiyi izlemişti. Eh, yerinde bir tepkiydi çünkü normalde sakin olurdum. Anormal derecede sakin.

"Konuşacaksan insan gibi konuş benimle. Eğer böyle saçma sapan davranacaksan da hiç girişmeyelim bu işe."

"Biz konuşsak bile ne olacak ki? Arkadaş olabileceğimizi mi düşünüyorsun? Beni değiştirmeye çalışan bir arkadaş istemiyorum ben şahsen."

"O zaman niye buradasın?"

Sinir bozucu şekilde gülümseyerek "Yüzmeye geldim." dedi.

Gözlerimi devirdim.
"Seni değiştirmeye çalışmıyorum ben Demir. Farkındaysan sana empati yaptırıp senin için iyi olduğunu düşündüğüm şeyi yapmaya çalışıyorum. Ama görünen o ki sen beni menfaatçinin teki olarak görüyorsun." Sonra bir an şüpheyle gözlerim kısıldı. "Hem arkadaş olarak değil de ne olarak konuşacağız?" Sorum gayet açıktı.

Kafamdakileri hızlıca söylediğimde yüzüme gözlerini yavaşça kapatıp geri açtı. Sakinleşmeye çalışıyormuş gibiydi. Yine neye sinirlenmişti acaba...

"Tamam. İyiliğimi istiyorsun, inanıyorum sana." 

Gözlerimi kısarak samimiyetini anlamaya çalıştım. Ayrıca soruma cevap vermemesi gözümden kaçmamıştı.

"Şimdi biz ne olacağız diye sorsam çok mu klişe olacak?"

Bana yan gözle bakıp "Bilmem, istersen arkadaşlık diyelim ama arkadaşlar birbirlerini uyarı adı altında tehdit etmez Caner." dedi sırıtıp göz kırparak.

Ben bu hareketini sindiremeden kendini havuza attığında şaşkınca arkasından bakıyordum. Ben hala dalgınca ona bakarken o havuzun öteki tarafına geçip kafasını çıkarmıştı bile.

"Gelmiyor musun?" diye bağırdığında düşünmeden kendimi suya attım. Bu sefer gözlüklerimi çıkarmıştım. Yanına vardığımda kafamı iki yana sallayarak ellerimle yüzümdeki suları sildim. 

"Ee var mısın yarışa?" diye sorduğunda sırıttım.

"Bir yüzücüyle konuştuğunun farkında değil gibisin." Gözleri yüzümde dolaşırken o da sırıtıyordu.

"O vücudu gördükten sonra farkında olmamak imkansız." diye mırıldandığını duyduğumda kaşlarım şaşkınlıktan gerildi.

"Ne?" diye sorduğum sırada arkasını döndü.

"Kazanan kaybedene karamio alır."

"Kazanan mı? Kaybeden olmasın o?"

Yanına doğru yüzüp sırtımı duvara dayadığımda bana döndü.

"Ne dediğimi gayet iyi biliyorum Caner." dedi beyaz dişlerini gösteren bir gülümsemeyle.

Şu an onun bu duygu geçişlerini şokla izliyordum. Daha dün nefretle bakan gözler bugün gayet dostça bakıyordu. Ya da dostluğun dışında başka bir şekilde. Ama iyi hissettiriyordu, hatta iyiden çok heyecanlı. Onun yanında hep böyle oluyordu zaten.

"Beni kışkırtma Demir, kazanan sen olursun."

"Yüzücü olmayan biriyle konuştuğunun farkındasın değil mi Caner?" diye az önceki lafıma atıfta bulunduğunda istemsizce kahkaha atmıştım.

İkimiz de suya dalmadan evvel birbirimize baktık.

"Eğer götlük yapmazsan seninle daha çok işimiz olur gibi hissediyorum Demir." dediğimde sırıttı. 

"Elbette."

Ona bakarken ne istediğime çoktan karar vermiştim bile ve bunun için de lazım olan şey birazcık zamandı.

**

Hug Me [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin