otuz üç

5.3K 395 177
                                    

Aynı Gecenin Devamı

Kendini Ali'nin yanına attığında ayaklarına kara sular indiğini düşünüyordu. Caner'in yanından ayrılıp buraya gelirken çektiği vicdan azabı yüzünden bir türlü varacağı noktaya ulaşamamıştı. Yaptığı bokla yüzleşmek kalbindeki ağrıyı artırıyordu çünkü.

"Naber?"

Geldiği yer cafe bar tarzı bir ortamdı. Dışarıdaki masalardan birine oturmuşlardı. Uzun zamandır geldiği ve artık aşina olduğu ortama bakarken yanlarına gelen garsondan bir bira istedi ve Ali'ye döndü.

"Aynı, normal. Sen?"

Ali omuz silkerek bir yudum aldı elindeki beyaz şarap dolu kadehten. "Bildiğin gibi. Çalışıyoruz işte."

Ali burada canlı müzik yapan grubun gitaristiydi. Bir yıl kadar önce tanışmış ve iki yakın arkadaş olmuşlardı. Arada bir buluşur, kafa dağıtırlardı. Doğrusu son zamanlarda yanına gelmek ya da konuşmak istemiyordu pek. Çünkü oyun oynayacağım derken kurbana gönlünü kaptırmıştı.

"Ali." diye girdi söze.

Ali ona dönerek "Söyle." dedi sakin bir sesle. Onun da kafası bu gece fazlasıyla doluydu ve ikisi de aynı şey üzerine düşündüklerinin farkında değillerdi. Ama Demir'le aralarında manalı bir bakışma geçtiğinde ellerim yüzüne atarak gözlerini ovuşturdu ve "Üzerine iddiaya girdiğimiz çocuk..." diye söze girdi ama Ali, onun sözünün bitmesini beklemeden kafasını aşağı yukarı sallayarak "Fark ettim." dedi.

Demir kaşlarını çatarak Ali'ye döndü.

"Nasıl?"

Ali, konunun hassas noktasına geldiğinin bilincinde gerildi ve bir yudum şarap içerek boğazını temizledi. Demir kızacaktı.

"O çocuk benim kardeşim. Evdeyken telefonuna attığın mesajlara denk geldim."

Demir gözleri hafiften irildi. Kardeşi mi?

"Ne demek kardeşin? Senin kardeşin mi var?"

Ali stresle alt dudağını ısırarak "Evet." dedi.

Demir anlamayarak yüzüne bakıyordu ama Ali ona bakmıyordu.

"Neden peki?" diye sordu hafiften sinirleri gerilmeye başlamışken. Zaten yaptığı şey için üzgündü, bir de kardeşi mi çıkmıştı? Ama o gece, yani iddiaya girerken Caner'in de burada olduğu ve kurban olarak onu seçtikleri gece, Ali ona dair hiçbir şey söylememişti. Hatta tanıştıklarından bu yana kardeşi olduğuyla ilgili de bir şey söylememişti.

Ali bu sefer gergin bir ifadeyle gözlerine bakarak "Çünkü benim hayatımın bir döneminin kararmasına sebep oldu. Ben de biraz canı yansın istedim." dedi.

"Ne yaptı?" diye sordu Demir. Eğer gerçekten üzerine iddiaya girilmeyi hak edecek kadar kötü bir şey yapmışsa vicdan azabı hemen, burada sona erebilirdi ve istediği tek şey buydu.

"Benim erkeklerden hoşlandığımı ve uyuşturucu kullandığımı günlüğüne yazmış. Sonra da o aptal günlük bozuntusunu babam okumuş. Biliyorsun babamı, geri kafalı ve sert bir adamdır. Beni okuldan aldı, eve tıktı. Sınava giremedim, evde kafayı yedim. Her şey onun yüzünden oldu."

Ali bunları anlatırken elindeki kadehi sıkıyordu, odasına tıkıldığı günleri hatırladıkça asabı bozuluyordu. Neyse ki annesi sayesinde bu durumdan biraz olsun kurtulabilmişti. Babası da eve ekmek parası getirecek kadar büyüdü düşüncesiyle izin vermişti burada çalışmasına. Tabii mekanın sahibi babasının askerlik arkadaşıydı bir de. O yüzden çok da rahat davranamıyordu aslında ama odaya tıkılıp kalmasından daha iyiydi. Kafası dağılıyordu.

"Ali."

"Söyle."

"Sence de haksızlık etmiyor musun?"

Vicdan azabı hala olduğu yerde duruyor, kalbini kurtçuk gibi sömürmeye devam ediyordu. Caner saydam gibi ve hasass bir çocuktu ve Demir emindi ki bu olanlar yüzünden kendini Ali'nin suçladığından bile daha fazla suçluyordu. Caner iyiydi, affediciydi.

"Anlamıyorsun. Özgürlüğünün elinden alınması ne demek bilmiyorsun. Babama karşı çıkamıyordum..."

"Ve bu yüzden suçlayacak tek kişi olan Caner'i suçladın."

Ali gerginlikle başını aşağı yukarı sallarken yanlış bir karar verdiğini o an fark ediyordu. Öfkeyle kalkıp zararla oturmuştu.

"Bunu Caner'e söyleyeceğim en kısa zamanda."

Ali her ne kadar istemese de kafasını aşağı yukarı salladı. Elbette söyleyecekti, sonsuza dek kalamazdı bu sır aralarında.

Demir, Caner'in hissedeceği kırgınlığı düşündükçe daha çok pişman oluyordu. Tamam, bilmiyordu Ali'nin kardeşi olduğunu ama okuldan biri olduğunu biliyordu. Her türlü, fazlasıyla kalp kırıcı bir hareket yapmıştı. Ne demekti ulan birinin üzerinden iddiaya girmek?

"Of Ali of!..." diye homurdandı.

"Ona karşı bir şeyler hissetmeye başlaman kötü olmuş."

"Evet, kendimi bir yerlerden atmak istiyorum."

"Eğer seni affederse benim de üzgün olduğumu söyle. Yüzüm yok çünkü."

Demir kafasını aşağı yukarı sallarken ölmeyi diledi. "Eğer dinlerse söylerim." dedi.

**

Caner: Okula gelmemişsin? (09.20)

Demir: Uyanamadım sabah.(12.34)

Caner: Anladım. (12.36)

Caner: İyi misin peki?(12.36)

Demir: İyiyim.(13.34)

Caner yazıyor...

Caner çevrimiçi.

Caner yazıyor...

Caner: Geç yazınca merak ettim.(13.37)

Caner: Neyse derse giriyoruz. Görüşürüz. (13.37)

**

Hikayeyi şu an yazsaydım birçok şey daha farklı olurdu. Ama değişiklik yapacağım yakın zamanda.

Hug Me [boyxboy]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora