Hug Me [boyxboy]

otuz yedi

Aynı Saatler...
Caner

Birine karşı çekim hissetmek

Hayır sil.

Birine karşı cinsel çekim hissetmek

Yetersiz, sil.

Birine dokunmak için dayanılmaz bir çekim hissetmek

Yani... oldu gibi.

Aramalarda çıkan tanımdan önce insanların yorumlarını okumak için Ekşi'ye girdim. Bu sayfada düzgün bir şeyler bulabileceğimden emindim.

başlık: ten uyumu

>değişik bir şey bu, fiziksel görüntüyle kesinlikle ilgisi olmayan bir kavram, ilişkinin temel taşı. insanın karşısındakine dokunmadan duramamasını sağlayan, garip bir şey. sevdiceğin teninin "aynı tenden mi yaratıldık acaba?" diye sordurması, dokununca huzur verici nitelikte olması.

>temas ettiğiniz andan itibaren akmaya başlayan ve asla engel olunamayan elektrik gibidir. zorlamayla olmaz, zaman içinde büyüyen ve gelişen bir durum değildir.

>kucuk bir dokunmada bile heyecanlanma nedeni, yanindayken dokunmadan durmanin rahatsiz etmesi gibi yan etkileri olan sey.

>önemli ama her şey demek değil, konuşamadıktan sonra ya da size değer vermedikten sonra isterse yangın çıksın bi damla suya bakar.

Son okuduğum şeyi tekrar okudum çünkü beni ilgilendiren kısım burasıydı. Tamam, bir şeyler olduğunu söylüyordu ama davranışları o yönde değildi. Bizi biz yapan şey de davranışlarımız olduğuna göre beni sevmiyor muydu? Ama sevmiyormuş gibi öpmemişti, öyle bakmamıştı. Aynı zamanda uzak da davranmıştı... Beni ikilemde burakmaktan zevk alıyordu sanırım.

Şu an ne mi yapıyordum?

Demir'le aramızdaki tuhaf ilişkiye ad koymak için biraz araştırmaya yapıyordum, ama o kadar karmaşıktı ki hiçbir yorum yapamıyordum. Evet, hissettiğimiz şey gerçekten güzeldi ama duygular olmadıktan sonra ne işe yarayacaktı ki? Seni seviyorum demek sevgili olmak mı demekti? Sanırım hayırdı.

Telefonu hırsla kapatıp yanıma fırlattım. Düşünmekten kafayı yiyecektim, ona kızgın olmama rağmen kafamı bu kadar meşgul etmesi hiç ama hiç normal değildi!

Hem bugün benimle konuşacağını söylemişti ama sonra acil bir durun olduğunu ve buluşamayacağımızı belirten bir mesaj atmıştı. Yine kaldığımla kalmıştım. Acil demese hala trip atmaya devam ederdim belki. 

"Anne! Sana ne diyorum ben? Gireceğim o sınava."

Abimin dışarıdan yükselen sesi düşüncelerimi dağıttığında kaşlarım çatıldı. Sabahtandır içeriden sesler geliyordu ama gidip de bakmamıştım. Şimdi abimin sesini bu kadar net duyunca aniden merak hissiyle dolmuştum. Yataktan kalkıp odadan çıktım ve gergin bir şekilde mutfağa ilerledim. Babam bu gece yoktu, taziye için şehir dışında çıkmıştı falan filan...

Annem sitemle "Bir şey mi dedim ben oğlum, git gir tutan mı var?"dediğinde mutfağa girdim ve ikisi de bana döndü. Abim gözlerini devirirken, annem elinde sıyduğu soğanlarla ilgilenmeye devam etti.

"Babamı hallet diyorum, en azından yumuşat. Yüzüme baksa ben söyleyeceğim zaten ama ne yazık ki yobaz kulakları beni dinlemiyor!"

Seslerine geldiğimi anlamasın diye dolaba ilerleyip soğuk su şişesini çıkardım. Dolaptan bir bardak çıkarırken annemin ofladığını duymuştum. 

"Tamam, konuşurum yeter ki başımı ağrıtma." Suyu içerken onlara doğru döndüm, abim annemin omzuna kollarını sarmıştı ve gülümsüyordu.